1. Hukuk Dairesi 2014/19919 E. , 2017/1232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında asıl ve birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece ecrimisil istemi bakımından davanın kısmen kabulüne, elatmanın önlenmesi istemi bakımından ise karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar asıl ve birleştirilen davalarında, ayrı ayrı malikleri oldukları dava konusu 476 ve 477 parsel sayılı taşınmazların üzerinde bulunan eve haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanmak suretiyle davalı tarafından elatıldığını ileri sürerek, 2003 yılı Ocak ayına kadar olan dönem için aylık 100,00 TL’den toplam 3.600,00 TL, 2005 yılı Ocak ayına kadar olan dönem için ise aylık 200,00 TL’den toplam 4.800,00 TL olmak üzere toplam 8.400,00 TL’nin faiziyle birlikte tahsilini istemişlerdir.
Birleştirilen 2007/6 Esas sayılı davada davacılar, elatmanın önlenmesi ile birlikte 2005 yılı Ocak ayından itibaren aylık 250,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL ecrimisil bedelinin tahsilini istemişlerdir.
Birleştirilen 2010/541 Esas sayılı davada davacılar, elatmanın önlenmesi ile birlikte 2005 yılı Aralık ayından itibaren toplam 12.000,00 TL ecrimisil bedelinin tahsilini istemişlerdir.
Davalı, davacılar ile kardeş olduğunu, dava konusu taşınmazların muris babalarına ait iken onun tarafından muvazaalı olarak davacılara temlik edildiğini, miras hakkının bulunması nedeniyle taşınmazlarla ilgili olarak davacılar hakkında tenkis davası açtığını, açmış olduğu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, 1980 senesinden beri annesi Sabiha ile dava konusu taşınmazda oturduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairece, kısa karara çelişkili biçimde gerekçeli karar yazıldığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ecrimisil istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, elatmanın önlenmesi istemi yönünden ise taşınmazın tahliye edildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının aşağıdaki bentler dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin (c) fıkrasında "" Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini"" içermesi gerektiği belirtilmiştir. Aynı Yasanın 298/2. maddesinde ise ""Gerekçeli karar, tefhim olunan hüküm sonucuna aykırı olamaz."" düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan bu düzenleme ile, duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçe arasında farklılık yaratılamayacağı kuralı kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere, mahkeme kararları gerekçesi ve hüküm fıkrası bir bütün olup, gerekçe ile hüküm sonucu arasında açık bir çelişkinin bulunmaması asıldır. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler.
Somut olaya gelince; mahkemece gerekçede taşınmazın tahliye edildiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek hükmün 3 numaralı bendinde bu yönde hüküm kurulduğu halde, hükmün 4 numaralı bendinde elatmanın önlenmesine ve taşınmazın davalılara boş olarak teslimine karar verilmiş olması isabetli değildir.
Öte yandan; davacının ecrimisil istemi hakkında mahkemece kısmen kabul kararı verildiği halde yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması da doğru değildir.
Davalının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.