Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19910
Karar No: 2017/1233
Karar Tarihi: 13.03.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19910 Esas 2017/1233 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalı ile anlaştıkları 2 nolu bağımsız bölüm yerine kendisine 1 nolu bağımsız bölümün verildiğini, davalının kendisini aldatıp yanılttığını iddia ederek tapu kayıtlarının iptal edilmesi ve doğru bölümün adına tescil edilmesini talep etti. Mahkeme, davacının 1 nolu bağımsız bölümü bilerek satın aldığı ve kiraya verdiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verdi. Ancak, davacının hile (aldatma) nedenine dayanarak başlattığı davada mahkeme tarafından yeterli deliller toplanmadan ve taraf tanıkları dinlenmeden karar verildiği belirtildi. Mahkeme kararı bozuldu ve davacı haklı bulundu. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu 36/1, Borçlar Kanunu 28/1, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190, Türk Medeni Kanunu 6.
1. Hukuk Dairesi         2014/19910 E.  ,  2017/1233 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
    Davacı, davalı ile ortak olan dava dışı ... ile dava konusu 1682 parselde bulunan ve kendisine gösterilen 2 nolu dubleks niteliğinde bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıklarını, satış bedelinin 40.000,00 TL’sini doğrudan, geriye kalan 120.000,00 TL’sini ise bankadan kredi temini ile davalıya ödediğini, devir işlemleri gerçekleştikten sonra kendisine anlaşma konusu 2 nolu bağımsız bölüm yerine 1 nolu bağımsız bölümün verildiğini, davalı tarafından aldatıldığını, bu hususun tanık beyanlarıyla sabit olduğunu ileri sürerek dava konusu parselde yer alan ve adına kayıtlı olan 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile 2 nolu bağımsız bölümün adına tescilini, mümkün olmaz ise taşınmazın satış bedelinin 19.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
    Davalı, davacı ile aralarındaki anlaşma gereğince 1 nolu bağımsız bölümü davacıya satış suretiyle temlik ettiğini, davacının bağımsız bölümü kiraya verdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, ayrıca davacının 1 nolu bağımsız bölümü bilerek satın aldığı ve kiraya verdiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, dava konusu 1 nolu bağımsız bölümü 19.06.2008 tarihinde tapuda satış suretiyle davalıdan temlik alan davacının kendisine dava konusu 1 nolu bağımsız bölüm yerine 2 nolu bağımsız bölümün satılacak taşınmaz olarak gösterildiği, gösterilen taşınmazı satın almak amacıyla işlem yaptığı ancak satın aldığı taşınmazın ekspertiz raporunda belirtilen özellikleri taşımayan 1 nolu bağımsız bölüm olduğunu öğrendiği iddiası ile aldatma (hile) hukuksal nedenine dayanarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190. ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddeleri uyarınca herkes iddialarını ispat etmek zorundadır.
    Ne var ki; mahkemece, taraf delillerinin tamamı toplanılmamış, davacı tarafça gösterilen tanıklar dinlenmeden, sonuca gidilmiştir.
    Hâl böyle olunca, mahkemece tanıkların dinlenip, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/27301 soruşturma numaralı dosyasının incelenerek davacının hileyi öğrendiği tarihin tespitiyle öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, süresinde açılmış ise bağımsız bölümlere ilişkin ekspertiz raporlarının, dosya içine getirtilmesi, keşif yapılarak taşınmazların satış ve dava tarihindeki değerlerinin ayrı ayrı tespiti ile taraf delillerinin eksiksiz bir biçimde toplanarak hile iddiasının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi