16. Hukuk Dairesi 2016/16619 E. , 2018/6978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında .../... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 22 parsel sayılı 23600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 156 ada 82 parsel numarasıyla ve 20.469,68 metrekare yüzölçümlü olarak; yine davacı adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1293 parsel sayılı 23.650 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 156 ada 81 parsel numarasıyla ve ... komisyon kararı ile 19.982,46 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazların yüzölçümünün eksildiği/sınırının yanlış belirlendiği ve eksikliğin/yanlışlığın davalılara ait olduğunu bildirdiği 156 ada 84 ve 156 ada 85 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davacıya ait (eski 22) yeni 156 ada 82 parsel ve (eski 1293) yeni 156 ada 81 parsel sayılı taşınmazlar davalı addedilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne; eski 1293, yeni 156 ada 81 parsel sayılı ve 19.982,46 metrekarelik ve eski 22, yeni 156 ada 82 parsel sayılı ve 20.469,68 metrekarelik taşınmazların tespitlerinin iptali ile davacı adına tespitine; karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, bir kısım davalılar ve mirasçıları ... ve arkadaşları vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı ... Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu tür davalarda husumetin, yapılan tespit sonucundan, itiraz edenin taşınmazı aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Davacı kendisine ait eski 1293 yeni 156 ada 81 ve eski 22 yeni 156 ada 82 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu sonucu yüzölçümlerinin eksildiğini ve eksikliğin kaynaklandığı taşınmazların dava dilekçesinde davalı olarak gösterdiği kişiler adına kayıtlı bulunduğunu öne sürerek ve adı geçenlere husumet yöneltmek suretiyle dava açmıştır. Dava dilekçesinde davalı olarak yer alan kişilerin tümünün adresi ... . .../... olarak gösterilmiş olup, mahkemece belirtilen adrese davalılar adına çıkartılan dava dilekçesi ekli tebligatların tamamı adı geçen davalıların tanınmadığından bahisle bila tebliğ iade edilmiş, bunun üzerine 13.09.2012 tarihli celse ara kararında aynen “Davalıların adreslerinin araştırılması için emniyet araştırılması yapılmadığından öncelikle ... İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak adreslerinin tespitinin istenmesine, tespit edilenler için davacı vekili tarafından gider yatırıldığında tebligatın yapılmasına, tespit yapılamayanlar için gider yatırıldığında ilanen tebligat yapılmasına, giderin davacı vekili tarafından karşılanmasına,” karar verilmiş ve kolluğun 11.11.2012 tarihli tutanağı ile bir kısım davalıların adresleri belirlenip bir kısmının ise tanınıp bilinmediğine dair tutanak düzenlenmesi üzerine mahkemece anılan tutanağın altına “gider yatırılmadığından ara kararın yerine getirilemediğine” ilişkin şerh düşülmüş ve akabinde keşif yapılarak hüküm kurulmuştur. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup bu şart yerine getirilmeden davanın esasına ilişkin hüküm verilemez. Mahkemece asıl dava konusu olan 156 ada 84 ve 85 parsel sayılı taşınmazların uygulama tutanak asılları ile tapu kayıtları dosya arasına getirtilmeden ve husumetin doğru hasma yöneltilip yöneltilmediği belirlenmeden ve ayrıca dava dilekçesinde yer alan davalılara dahi dava dilekçesi usulünce tebliğ edilip davaya ilişkin savunma ve delilleri sorulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
22.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.