10. Hukuk Dairesi 2018/6730 E. , 2019/7801 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/392-2018/1233
Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
No : 2016/163-2017/618
Dava, davalı sigortalıya yurtdışı borçlanması sonucu bağlanan yaşlılık aylığının, yurda kesin dönüş şartının yerine getirilmemesi nedeniyle kesilmesi sonucu yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının istirdadı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulüne, davanın kabulüne dair kararın temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı Kurum, davalı sigortalısına, yurtdışı borçlanması sonucu bağlanan yaşlılık aylığının kesin dönüş şartının yerine gelmediğinin tespiti üzerine kesilmesi sonucu 01.10.2006-22.06.2014 tarihleri arasında yersiz ödenen 75.246,74 TL yaşlılık aylıklarının ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak yasal faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
III-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“...Davalıya yurtdışında aylık aldığı sürelerde kurumca aylık ödendiği anlaşıldığından davalının yurtdışında çalışıp çalışmadığına ve ikamete dayalı sosyal yardım alıp almadığına dair yoklama belgeleri celp edilerek bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporu ve celp edilen Alman Sigorta Mercii yazı cevabından davalının 06.01.2006-14.02.2016 tarihleri arasında işsizlik yardığımı aldığı, 01.04.2006-30.09.2007 döneminde sigortalı olmayan küçük bir sigortalılık nedeniyle sigorta süreleri kaydının bulunduğu, 01.11.2009 tarihinden itibaren işsizlik aylığı aldığı anlaşıldığından davalının 01.10.2006 tarihinde emekli olduğu hususu gözetilerek davalının 01.10.2006-30.09.2007-01.11.2009-22.06.2014 döneminde kesin dönüş yapılmadığı kabul edilerek bilirkişi raporu ile tespit edilen yersiz aylık ödemesine ilişkin 58.806,46 TL alacağın kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı kuruma ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesi ile,
“...Davanın kısmen kabulü ile ;
1-Yersiz aylık ödemesine ilişkin 58.806,46 TL alacağın kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birilkte davalıdan alınarak davacı Kuruma ödenmesine. Fazlaya ilişkin talebin reddine...” kararı verilmiştir.
IV-BAM KARARI
“...Davalının 20/06/2017 tarihli TR 4 belgesinde uyuşmazlık konusu 06/01/2006-14/02/2016 tarihleri arasında işsizlik yardımı aldığı, 01/04/2006-30/09/2007 tarihleri arasında "sigortalı olmayan küçük bir sigortalılık nedeni ile sigorta süresi" kaydı bulunduğu, daha sonra 01/11/2009 tarihinden itibaren de işsizlik aylığı aldığından aylık başlangıç tarihi itibariyle kesin dönüş şartı yerine getirmediği, aylığa hak kazanmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken 01/10/2007-30/10/2009 döneminin dışlanarak kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, davacının istinaf talebinin kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyada mevcut delillerin hüküm kurmak için yeterli olduğundan delil toplanmasına ve duruşma açılmasına gerek olmaksızın davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile, davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-b-3 maddesi gereğince kabulü, Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2016/163 E., 2017/618 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, 75.246,74 TL kurum alacağının, her bir aylığa ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,...” kararı verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı vekili, kararın ileri sürülen ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, temyiz yoluna başvuran taraf vekilinin sair itirazlarının reddi gerekir.
2-) Mahkemece, kesin dönüş koşulları usulüne uygun araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6"ncı maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.
Kesin dönüşün, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade ettiği; “sosyal sigorta ödeneği” deyiminden, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerin amaçlandığı; “sosyal yardım ödeneği” ibaresinin ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlamını taşıdığı kabul olunmaktadır. Ne var ki, “kesin dönüş” ifadesi, mutlak anlamda, yurtdışında bulunduğu ülkeden Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurtdışına çıkış yapmama şeklinde değerlendirilemez. İkamet şartına bağlı olmayan nitelikte sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alanlara, anılan koşulun gerçekleştiğinin kabulü ile aylık bağlanabilecektir. Aksi yöndeki düşünce, Anayasamızın 23"üncü maddesi ile güvence altına alınmış olan “Yerleşme ve seyahat hürriyeti”nin; İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine) ek 4 nolu Protokolün 2"nci maddesi ile tanınmış “Serbest dolaşım özgürlüğü”nün ihlali sonucunu doğuracaktır. 3201 sayılı Kanunun 6"ncı Maddesinin B bendi ile tekrar yurtdışına gitmek değil, yabancı ülke mevzuatına tabi olarak çalışmak ve ikamete dayalı sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği almak, aylığın kesme nedeni olduğu belirtilmiş; 3201 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlanıp altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanların, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını “3201 sayılı Kanuna göre aylık alanlara mahsus yoklama belgesi” vererek, aylıklarını almaya devam edebilecekleri, Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 14"üncü maddesi ile hüküm altına alınmış olup, yurtdışında uzun süre kalmak, tek başına bir aylık kesme nedeni teşkil etmemektedir.
Ayrıca, yurtdışında geçen çalışmalar sonucu o ülkenin sosyal güvenlik sisteminden hak kazanılan yaşlılık ya da malullük aylığının bir sonucu olan ve ikamete dayalı bulunmayan sosyal sigorta veya sosyal yardım niteliğindeki edimlerden yararlanmak, yurtdışından kazanılmış olan sosyal güvenlik hakkının en doğal sonucu olup, bu haktan feragat anlamı çıkacak şekilde bir “kesin dönüş” tanımı yapılması, sosyal güvenlik hakkından feragat edilemeyeceği olgusunun göz ardı edilmesi sonucunu da doğuracaktır.
Somut olay incelendiğinde, davacının, yurtdışı hizmetlerini 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanması üzerine 01.10.2006 tarihinden itibaren tarafına, 506 sayılı kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, 80.09.2014 tarihli Alman Sigorta Merciin TR 4 belgesine göre, aylık bağlandığı tarih itibariyle kesin dönüş şartının yerine getirilmediğinin tespiti üzerine, aylığın bağlanma tarihi itibariyle kesilerek 01.10.2006-01.06.2014 tarihleri arası yersiz ödenen 75246,74 lira yersiz aylığın borç çıkarıldığı, davacıya kesin dönüş şartının gerçekleştiği 01.06.2014 tarihi itibariyle yeniden talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlandığı, eldeki dava ile 01.10.2006-01.06.2014 dönemine ait yersiz ödenen aylıkların davacıdan tahsilinin talep edildiği, yargılama aşamasında dosya içerisine alınan 20.06.2017 günlü Alman sigorta kurumuna ait sigorta hesabında, 01.04.2006-30.09.2007 tarihleri arasında "sigortalı olmayan küçük bir sigortalılık nedeni ile sigorta süresi", 01.11.2009 tarihinden itibaren de işsizlik aylığı aldığı tespit edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelere göre davacının, 30.09.2007-01.11.2009 tarihleri arasında ikamete dayalı sosyal yardım vs. gibi ödeme almaması ve çalışmasının bulunmaması nedeniyle kesin dönüş şartının oluşmasına engel bir husus bulunmadığından, davalı bu sürede kesin dönüş koşulunu gerçekleştirmiş olduğundan, davacı Kurumun istirdat edebileceği aylık miktarının buna göre hesaplanıp varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, 30.09.2007-01.11.2009 dönemine ilişkin istemin de kabulü yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin, davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile yazılı biçimde tesis edilen kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 22.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.