3. Hukuk Dairesi 2015/511 E. , 2015/20391 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2013/103-2014/299
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; vasiyet eden M.. Ö.. tarafından Mudurnu Noterliğince düzenlenen 23/12/2003 tarih ve 1903 yevmiye sayılı vasiyetnamenin Mudurnu Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 26/02/2004 tarih ve 2004/24 Esas- 2004/44 Karar sayılı dava dosyasında açılıp mirasçılarına okunduğunu belirterek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, M.. Noterliğinin 23/12/2003 tarih 1903 yevmiye sayılı ve vasiyet eden M.. Ö.. ait düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin tenfizi ile, Bolu İli M.. İlçesi D.. köyü 772 parsel sayılı taşınmazının vasiyet eden adına olan 3/8 hissesinin tapusunun iptali ile, vasiyet edilen davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, Bolu ili Mudurnu ilçesi D.. köyü 1118 parsel sayılı taşınmazın vasiyet eden M.. Ö.. babası H.. Ö.. adına olan tapusunun iptali ile, vasiyet edene intikal edecek hissenin vasiyet edilen davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespit edilmesine ilişkin olup, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamamaktadır.
Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası"nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi"nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi hükmü:
"(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir".
Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.
Hukukî dinlenilme hakkı olarak maddede ifade edilen ve uluslararası metinlerde de yer bulan bu hak, çoğunlukla "iddia ve savunma hakkı" olarak bilinmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, iddia ve savunma hakkı kavramına göre daha geniş ve üst bir kavramdır.
Bu hak, yargılamanın tarafları dışında, müdahiller ve yargılama konusu ile ilgili olanları da kapsamına almaktadır. Ancak, her yargılama süjesi kendi hakkıyla bağlantılı ve orantılı olarak bu hakka sahiptir. Hakkın temel unsurları maddede tek tek belirtilmiş, böylece uygulamada bu temel yargısal hak konusundaki tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur.
Bu hakkın ikinci unsuru, açıklama ve ispat hakkıdır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum "silahların eşitliği ilkesi" olarak da ifade edilmektedir.
Bu hakkının üçüncü unsuru, tarafların iddia ve savunmalarını yargı organlarının tam olarak dikkate alıp değerlendirmesidir. Bu değerlendirmenin de, kararların gerekçesinde yapılması gerekir (bkz. 6100 sayılı HMK.nun Hükümet Gerekçesi madde 32).
Yargılama bakımından, sadece bir tarafın dinlenmesi, başka kimsenin dinlenmemesi, tek yönlü karar verilmesi demektir. Yargılamada yer alan taraflar, yargılamanın objesi değil, süjesidir. Hukukî dinlenilme hakkı, doğru karar verilmesinin garantisidir; bu nedenle, haksızlığa karşı koyabilme imkânı tanır. Bu hak, hukuk devletinin, insan onurunun korunması ve eşitlik ilkesinin, hak arama özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının bir gereğidir.
Hukukî dinlenilme hakkı yargılamanın süjesi olan herkese aittir. Dava sonunda hukukî durumu etkilenecek olan kişilere, yargılamadaki durumlarına uygun şekilde bu hak tanınmalıdır. Tanık ve bilirkişilerin kendileri ile ilgili bir sonuç doğması halleri dışında, hukukî dinlenilme hakkı bulunmamaktadır. Davada taraflar, çekişmesiz yargı işlerinde ilgililer bu hakka sahip oldukları gibi, fer"i müdahilin de kendi hakkıyla bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkı bulunmaktadır.
Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değildir. Tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık istinafa başvuru için bir gerekçe ve temyizde de bozma sebebidir. Hakkın ihlâlinin niteliğine göre, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilebilir. Ayrıca adil yargılanma ihlâli çerçevesinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"ne başvurulabilir.(26.09.2012 Tarih 2012/12-367 Esas ,2012/616 Karar Sayılı HGK . İlamı da bu yöndedir.)
Somut olayda, tenfizi istenen M.. Ö.. ait Mudurnu Noterliğince düzenlenen 23/12/2003 tarih ve 1903 yevmiye sayılı vasiyetname incelendiğinde, vasiyetçinin Bolu İli, M.. İlçesi, D.. köyü 772 parsel ve 118 parsel sayılı taşınmazları davacıya vasiyet ettiği görülmüştür.
Davacı, mahkemeye sunduğu 28.01.2014 havale tarihli dilekçesinde, vasiyetnamede belirtilen 118 parsel sayılı taşınmazın gerçekte 1118 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, sehven 118 parsel olarak gösterildiğini belirtmiştir. Ancak, davacı tarafın sunduğu bu dilekçe davalılara tebliğ edilmemiş, hukuki dinlenilme hakkını ihlal etmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece davacı tarafın 28.01.2014 havale tarihli dilekçesinin davalılara tebliği ile sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken davalıların savunma hakkı kısıtlanarak sonuca ulaşılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.