21. Hukuk Dairesi 2016/1971 E. , 2016/4225 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı tüm, davalı ve ise, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/01/1999-01/07/2011 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizin 19/06/2004 tarih ve 2013/13603 E. 2014/14332 K sayılı bozma ilamı üzerine mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, işyerinin davalı Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastanesi olduğu, ilgili bakanlığın temizlik hizmetlerini ihale yoluyla hizmet alımı şeklinde yerine getirdiği, uyuşmazlık konusu dönemde ihaleyi alan şirketlerle ihale dönemlerine ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğu, tanıkların fiili çalışmayı doğruladıkları, 2002-2011 arası davacı adına ihaleyi alan ilgili şirketler tarafından kısmi bildirim yapıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı adına bildirim yapılmayan dönemlerde ihaleyi alan şirket yönünden hüküm kurulması yerinde ise de, davalı Sağlık Bakanlığı yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davalı Sağlık Bakanlığı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden Şerdil İnşaat Ve Beyza Sağlık Ürünleri Ortak Girişim"ne yükletilmesine
14/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.