12. Ceza Dairesi 2018/1012 E. , 2019/8987 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hükümler : TCK’nın 85/1, 62/1,63, 53/1-3, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK’nın 179/3-2, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre meskun mahalde gündüz vakti idaresindeki otomobil ile iki yönlü stabilize ve eğimli yolda seyir halinde olan sanığın karşı yönden gelen bisikletli sürücü ile çarpışması sonucu bisiklet sürücüsünün ölmesi ile sonuçlanan olayda, sanığın olay saatinden 1 saat 7 dakika sonra yapılan ölçümünde 0.80 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunun, vücuttaki alkol oranının 1 saatte 0,15 promil azalacağı yönündeki bilimsel tespitleri karşısında sanığın olay saati olan 19:00"da yaklaşık 0.96 promil alkollü olduğunun tespiti gerekeceğinden ve Dairemiz yerleşik içtihatları doğrultusunda 1,00 promil altında tespit edilen alkol miktarının, belirlenecek temel ceza miktarları üzerinde TCK"nın 22/3. maddesinde tanımlı bilinçli taksir hükümleri kapsamında artırım yapılmasını gerektirmeyeceği göz önünde bulundurularak sanık hakkında belirlenen temel cezada bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede bu yönde bozma öneren (1) nolu görüşe iştirak edilmemiştir.
1-Sanık hakkında taksirle yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz inlemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, cezanın paraya çevrilmemesine, sanığa atfedilen kusurun yasal olmadığına, ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden taksirle yaralama suçundan hüküm kurulurken anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 2. fıkrasının son bendinde yer alan TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin kısmın hükümden çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince;
Oluşu özetlenen olayda trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle öldürme suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle öldürme suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle öldürme suçundan cezalandırılması,taksirle öldürme suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda sanığın taksirle öldürme suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ""hüküm verilmesine yer olmadığına"" kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.