12. Ceza Dairesi 2018/1052 E. , 2019/8989 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/1, 89/2-b-e, 62/1, 52/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesine yönelik uygulamaya hükümde yer verilmemesi bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılanın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mahkemece; sanığın sorumluluğunda olan inşaat çalışması sırasında vasıfsız işçi olarak çalışan katılanın malzeme yüklü olan iskelenin çökmesi sonucu vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, sanığın iskelenin teknik şartlarının uygunluğu ile ilgili çalışmaları yapmadığının anlaşıldığı ayrıca kişisel korucu ekipmanların kullanılmasını sağlanmadığı, yeteri kadar iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimi vermediği bu suretle kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunun kabulüyle cezalandırılmasına karar verilen olayda;
Sanık müdafiinin 03.12.2014 havale tarihli dilekçesinde iş kazasının meydana geldiği işin sanığın hissedarı ve yetkilisi olduğu ASM İnşaat Harita Mühendislik Limited Şirketi tarafından alt taşeron olarak yapılmakta olup, işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitimlerin asıl iş sahibi ... İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından görevlendirilen uzman kişilerce sanığın firma çalışanlarının da katılım ve denetimi altında verildiğini beyan ettiği; katılanın alınan beyanlarında sanığın çalıştığı okul inşaatının sahibi olduğunu, kendisini hiç tanımadığını, kendisini günlük yevmiye karşılığı işe alanın ... olduğunu, işyerinde kendisinden ...’un sorumlu olduğunu, olay günü ...’un kendisine dış cephe üzerine kurulu olan iskelenin üzerine malzemeleri istiflemesini söylediği, üç tahtayı iskeleye koyar koymaz iskelenin yıkıldığını, belinde kemer olmadığını, olsa bile kendisinden sorumlu olan ...’un kendisini her işe koşturması nedeniyle takamayacağını beyan ettiği; tanık Yunus’un alınan beyanında sabah işe çıkmadan çevreyi kontrol ettiklerini, fazla eleman götürmediği için sadece Sercan’ı bıraktıklarını, iki kişilik iş olmadığını, sabah baktıklarında iskelenin sağlam olduğunu, iskele çöktüğünde konulan malzemelerin çok da fazla olmadığını gördüğünü; tanık Caner’in beyanında şantiye görevlisi olarak görev yaptığını, iş güvenliği eğitimlerini ... inşaat şirketinin verdiğini belirttiği görülmekle,
1-Kazanın gerçekleştiği inşaata ilişkin yüklenici sözleşmesinin dosyaya getirilmesi ve olaya ilişkin dosya içerisinde mevcut tüm tanık beyanları da değerlendirilmek suretiyle, kazanın gerçekleştiği iskelenin periyodik olarak teknik bakım ve kontrollerinin yapılması görevinin kime ait olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, kusur ve eksikliklerin kimlerin görev alanında kaldığı belirlenerek, önceki raporda irdelenecek şekilde kusur durumu ve sorumlu görevlilerin tespitine esas olmak üzere üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınarak, alınacak raporda sanıktan başka görevlilere kusur atfedilmesi halinde haklarında suç duyurusunda bulunulması, iddianame tanzim edilmesi halinde dosyaların birleştirilerek yargılamaya devam edilmesi, haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi halinde ise soruşturma evrakının denetime olanak verecek şekilde dosya arasına alınarak neticesine göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Katılanın 10.03.2014 tarihli beyanında yaralanması nedeniyle kolunu tam açamadığını, sakat kaldığını belirtmesi, 16.12.2013 tarihli Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen raporunda bu hususta değerlendirme yapılmaması karşısında katılanın tüm tedavi evrakları ile birlikte Adli Tıp Kurumuna sevkinin yapılarak, bu olay nedeniyle vücudunda oluşan yaralanmaların, TCK"nın 89/3-b bendinde belirtilen, "duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine," neden olup olmadığı hususlarında rapor alındıktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumununu değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre ise:
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" (f) bendinde yer alan ""failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı"" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi;
2-Katılanın yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olmadığı belirtilmesine rağmen sanık hakkında TCK"nın 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezanın, 89/2. maddesine göre yarı oranında artırım yapılması sırasında uygulama maddesinin 89/2-b yerine 89/2-b-e olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.