20. Hukuk Dairesi 2019/4107 E. , 2020/613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... köyü 1208 ada 1 parsel sayılı 773,11 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla senetsizden ve davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir.
Davacı asliye hukuk mahkemesine hitaben verdiği dilekçe ile kendisine ait olan 600 ada 10 parsel sayılı taşınmaza bitişik olan tapusuz taşınmazda eklemeli zilyetlik yoluyla mal edinme koşullarının oluştuğundan bahisle adına tescilini talep etmiş, dava sırasında yörede 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca kadastro çalışmalarına başlanılması ve taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmesi üzerine mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiş, kadastro mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kabülü ile dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının malik hanesi boş bırakılmakla 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2 maddesi gereğince resen doldurulmasına, ... mevkii, 1208 ada 1 parsel 773,11 m2 miktarındaki taşınmazın ... adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1975, 1984 ve 1993 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları vardır. Genel arazi kadastrosu 1956 yılında yapılmış, taşınmaz tespit harici bırakılmıştır.
Mahkemece davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle çekişmeli 1208 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu ile tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki durumu net olarak incelenmemiş, mahkemece yapıulan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünde kullanım olmadığı belirtildiği halde bu bölümde davacı yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluşup oluşmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1990-1995 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli
taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, çekişmeli taşınmaz üerinde kullanım bulunmayan ve zilyetlikle kazanma şartları oluşmayan bölüm bulunması halinde bu bölümün ayrıca ve açıkça bilirkişilerce gösterilmesi sağlanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... ve Menderes Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.