21. Hukuk Dairesi 2015/10583 E. , 2016/4361 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, 02.04.2009-28.02.2011 tarihleri arasında SSK"ya tabi olarak çalıştığının tespitine, 5510 sayılı Yasanın 89. maddesi kapsamında ihtirazı kayıtla ödediği 8.335.92 TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının “ Şirketi " unvanlı firmada ortak olması dolayısıyla Kurum’ca resen 02/04/2009- 28/02/2011 tarihleri arasında Bağ-kur"lu sayılması sonucu bu tarih aralığı için ödediği 7614,05 TL ile 22.02.2013 tarihli tahsis talebi sonrasında 01.03.2013-06.05.2013 tarih aralığında res’en tescil olunan Bağ-Kur sigortalılığı içi ödediği 721,77 TL toplamı olan 8.335,82 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Kurum’dan tahsili istemine ilişkindir.
Birleşen davada; davacı 02.04.2009-28.02.2011 tarihleri arasında 5510 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca sigortalı olduğunun tespiti ile Kurum’a 8.335,82 TL borcu bulunmadığının tespitini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalıya ödenen 5.485,60 TL prim ödemesinin 30/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve 721,77 TL prim ödemesinin 06/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dosya bakımından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının “ Şirketi " unvanlı firmada 02.04.2009-28.02.2011 tarihleri arasında ortak olduğu, 05.06.2012 tarihinden itibaren Şti ortağı olduğu, 01.11.2008-31.08.2010 tarihleri arasında ortağı olduğu şirket tarafından kısmen sigortalı gösterildiği, 01.09.2010 -28.02.2013 tarihleri arasında adlı işyerinde sigortalı olarak çalıştığı, Şirketi " unvanlı firmada ortak olması dolayısıyla Kurum’ca resen 02/04/2009- 28/02/2011 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı, yine ortaklığı nedeniyle 01.03.2013-06.05.2013 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı, davacının Bağ-Kur sigortalılık prim borçlarını ihtirazi kayıtla ödediği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı Çakışan sigortalılık sorununu" gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasal sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" ( K ) bendinde ise, "Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların" sigortalı sayılmayacağı" belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu"nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (29.06.2005 gün ve 2005/21-389E, 2005/430K Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı da aynı yöndedir.).
1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasanın 53/1 maddesinde "Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı" bildirilmiştir. 3.2.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesinde ise "Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı" belirtilmiş ve aynı yasanın Geçici 33. maddesinde ise "Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz”hükmü getirilmiştir.
Davanın diğer bir yasal dayanağı 5510 Sayılı Yasa’nın 53/2.maddesidir. Madde “ 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda; 01.11.2008-31.08.2010 tarihleri arasında ortağı olduğu şirket tarafından kısmen sigortalı gösterilmiş ise de 5510 Sayılı Yasa’nın 53/2.maddesi gereği bu bildirim geçersizdir. Davacının “ Şirketi " unvanlı firmada 02.04.2009-28.02.2011 tarihleri arasındaki ortaklığı nedeniyle 02.04.2009 tarihinde Bağ-Kur sigortalılığı başlamıştır. O halde önce başlayan (02.04.2009) tarihli Bağ-Kur sigortalılığı olduğundan 5510 Sayılı Yasa’nın 53/1. maddesi gereği 28.02.2011 tarihine kadar 5510Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi kapsamında sigortalı olamayacaktır.(kendi şirketi değil başkaca şirket tarafından sigortalı olsa bile)
Ayrıca birleşen davanın konusu hizmet tespiti ve alacak iken asıl davanın konusu Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile borçlu olmadığının tespitine yönelik olup dava konuları birbirinden farklıdır. O halde birleşen dava hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davacının 02.04.2009-28.02.2011 tarihleri arasında Bağ-kur sigortalısı olduğunu kabul ederek asıl ve birleşen dava yönünden esasa girerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.