3. Hukuk Dairesi 2015/14832 E. , 2015/20609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakası davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin kendisine verildiğini, asgari ücret ile çalıştığı, davalının ... Turizmde şoför olduğunu, çocukların ihtiyaçlarını karşılayamadığını, davalının 3.000 TL maaş aldığını, yeni model arabası ve evi olduğunu, bunların başkası üzerinde gözüktüğü ileri sürerek, müşterek çocuklar ... için 450 TL, ... için 390 TL ve ... için 250 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, çocuklarının ihtiyaçlarını karşıladığını, kalp ameliyatı nedeniyle düzenli çalışamadığını, ağabeyine ait şirkette şoför olarak çalıştığını, asgari ücret seviyesinde geliri olduğunu, yeniden evlendiği, eşinin hamile olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuklar ..., ... ve ... yararına aylık 100,00.TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınıp davacıya verilmesine ve ..., Bedirhan ve Haktan yararına 100,00.TL iştirak nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınıp davacıya verilmesine, nafakanın her yıl tefe tüfe oranına göre arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir.
TMK 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır".
Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).
İştirak nafakasının; çocukların yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.
Somut olayda, tarafların ... 1. Aile Mahkemesinin 2008/385 Esas ve 2008/706 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları müşterek çocukların velayetlerinin davacıya verildiği, boşanma davası sırasında talep olmadığı için çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmediği, davacının asgari ücret aldığı, 300 TL kira ödediği, mal varlığı olmadığı, kömür ve gıda yardımı aldığı; davalının ağabeyine ait şehirler arası otobüs işletmesinde şoför olarak çalıştığı, asgari ücret aldığı, evlendiği, bu evlilikten bir çocuğu olduğu; müşterek çocuklar ...’ın 1999 doğumlu ve 10. sınıf öğrencisi olduğu, ...’un 2003 doğumlu ve 6. sınıf öğrencisi olduğu ve ...’nin 2007 doğumlu ve 3. sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocukların yaşı, eğitim durumları ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakalarının miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşları, eğitim durumları, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, aylık ayrı ayrı 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olması, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.