3. Hukuk Dairesi 2015/15153 E. , 2015/20624 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2015
NUMARASI : 2014/1254-2015/803
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara 4. Aile Mahkemesinin 2007/1226 Esas ve 2007/1234 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına ve bunun her yıl ÜFE oranında artırımına karar verildiğini, müvekkilinin ÜFE artırım ile birlikte davalıya 480 TL nafaka ödediğini, davalının boşanma kararından sonra asgari ücretle çalışmaya başladığını, davalının fiilen evliymiş gibi yaşadığını, müvekkilinin yeniden evlendiğini, çocukları olduğunu, banka kredisi borçları ödediğini belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya 200 TL’ye indirilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin asgari ücretle çalışmaya başladığını, aldığı asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığını, nişanlısından ayrıldığını, evlilik hayatı yaşamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davalının gelirinin kendini yoksulluktan kurtaracak miktarda olduğu, gelirinin davacıdan yüksek olduğu, gelirler arasında oransızlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olarak kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay HGK.nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).
Somut olayda; tarafların Ankara 4. Aile Mahkemesinin 2007/1226 Esas ve 2007/1234 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına ve bunun her yıl ÜFE oranında artırımına karar verildiği ve kararın 05.12.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davalı kadın boşanma davasından sonra temizlik görevlisi olarak çalışmaya başlamış, asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Davalının aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediğine göre çalışması bir zorunluluk arzetmekle birlikte, asgari ücret seviyesindeki geliri de davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK"nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır.
Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.