3. Hukuk Dairesi 2015/13032 E. , 2015/20627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 121910 nolu tarımsal sulama abonesi olduğunu, müvekkili hakkında 30.11.2006 ödeme tarihli 19.583,28 TL, 30.11.2006 ödeme tarihli 1.437,22 TL, 23.11.2009 ödeme tarihli 19.739,50 TL, 10.11.2010 ödeme tarihli 17.208,50 TL,olmak üzere toplam 57.968,50 TL elektrik tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek, tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturaları nedeniyle davacının borçlu olmadığının tesbitini, borcu var ise ödemesi gereken miktarın tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kaçak elektrik kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı kuruma 33.954,64 TL borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 30.01.2012 tarih 2011/15018 Esas 2012/1517 Karar sayılı kararı ile "....davacının tüketimlerinin takılı sayaçtan geçtiği, sulanması gereken alanla sayaçtan geçen endeksin orantılı olduğu, dolaysıyla kaçak kullanımın söz konusu olmadığı, bu durumda davalı kurumca kaçak uygulaması yapılarak davacıya fatura tahakkuk ettirmenin doğru olmayacağı, her ne kadar davacı tarafça sayaç izinsiz bir şekilde mühürü kırılarak kullanılmış ise de bunun usulsüz kullanım olduğu ve yaptırımının ilgili yönetmelikçe açma-kapama cezası gerektirdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de; davalı kurum tarafından tanzim edilen 14.11.2006 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı içeriğine göre; dava konusu elektrik sayacının diskine müdahale edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin bu yöndeki hükümlerinin dikkate alınarak yaptırılacak yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği..."gerekçesi ile karar bozulmuş, mahkemece, bozma kararına uyulması neticesinde yapılan yargılama sonucu,davacının davalı kuruma 36.948 TL. borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 21.05.2014 tarih
2014/1207 Esas 2014/7864 Karar sayılı kararı ile ".... Bozma İlamı öncesinde 17.06.2011 tarihli Bilirkişi Raporunu düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak, usulsüz elektrik kullanımından daha az miktarda kaçak elektrik kullanım bedeli hesabı içeren ek rapor doğrultusunda hüküm kurulduğu, Bilirkişi Ek Raporunda yapılan kaçak elektrik bedeli hesabının Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine ve dolayısıyla Yargıtay Bozma İlamı içeriğine uygun olmadığı..."gerekçesi ile karar bozulmuş mahkemece, bozma kararına uyulması neticesinde yapılan yargılama sonucu,davacının davalı kuruma 52.314,48 TL. borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş
Uyuşmazlık, davacı abone hakkında davalı kurum tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanakları ve bu tutanaklar doğrultusunda tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedelleri yönünden, davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Dairemizce verilen ve yukarıda anılan bozma ilamında; talep edilen kaçak elektrik bedelinin yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması gerektiği, açıkça belirtilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda ise;kaçak tespit yapılan tarihlerde ekili bitkinin türü ve bitki için gerekli sezon sulama süresi, tespit edilen motopomp gücü gibi zirai veriler dikkate alınarak kaçak elektrik tahakkuk bedeli hesaplanmıştır. Mahkemece alınan bu hesaplama şekli benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Tutanak tarihinde davacının tarımsal sulama amaçlı kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği, sulama sezonuna göre belirlenen çalışma saatleri esas alınarak hesaplanma yapılamayacağı kuşkusuzdur. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, kabul şekline göre de; bozma öncesi ilk kararda, davacının 33.954,64 TL borçlu olmadığı tespit edilmiş, bozma sonrası kararda ise, 52.314,48TL borçlu olmadığı tespit edilmiştir.
04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacının ilk kararı temyiz etmemesi ve bozma kararına uyulması ile davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur.
Usuli kazanılmış hak kuralı bir yana bırakılarak temyiz eden davalı aleyhine olacak şekilde daha önce hükmedilen 33.954,64 TL borçlu bulunmadığının tespiti kararını aşan şekilde, 52.314,18 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.