Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1151
Karar No: 2015/20629
Karar Tarihi: 21.12.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/1151 Esas 2015/20629 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/1151 E.  ,  2015/20629 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI



Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2014
NUMARASI : 2014/848-2014/530



Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ticarî kamyon yetkili bakım ve onarım servisi olduğunu; davalıya ait, plaka sayılı aracın tamirini yaparak onarım ve servis hizmetlerini verdiğini; davalının, onarım bedellerinin bir kısmını ödediğini fakat bir kısmını ise ödemediğini; bu sebeple, Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2012/4750 E. sayılı takip dosyasından takibe girişildiğini ve davalının alacağa ve fer"ilerine itiraz ettiğini; bu nedenle, davalının haksız itirazının iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davalının Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2012/4750 E. sayılı takip dosyasından, vaki itirazının 6.199,13 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacak tutarı olan 6.199,13 TL"ye takip tarihinden itibaren %17,75 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmek üzere takibin devamına, hükmedilen alacağın %40"ı üzerinden hesaplanan 2.479,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle “tebligat”, “taraf teşkili”, “adil yargılanma” ve “hukuki dinlenilme hakkı” kavramları üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır:


Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi; bozma sonrası yargılamanın devamı, uyup uymama yönündeki kararın verilebilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden usulünce haberdar edilmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması ile mümkündür. Bu yolla kişi, hangi yargı merciinde duruşması bulunduğuna, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğuna, yargılamanın safahatına, bozma ilamının içeriğine, bozma sonrası duruşmanın hangi tarihte yapılacağına, verilen kararın ne olduğuna, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünde açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile vakıf olabilecektir.
Görüldüğü üzere, taraf teşkili sadece davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (HGK.23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar)
1086 sayılı Yasanın 73 mad., 6100 sayılı Yasanın 27.maddelerine göre "Hukuki Dinlenilme Hakkı" iddia ve savunmada bulunma hakkında daha geniş olarak ve Anayasanın 36.maddesine uygun bir düzenleme olup; (6100 sayılı Yasanın 27.mad. Hükümet Gerekçesi) 6100 sayılı Yasanın 27, Anayasanın 36.maddesi ışığında "Hukuki Dinlenilme Hakkı" sağlanmadan taraflar usulüne uygun olarak iddia ve savunmaları için mahkemeye çağrılmadıkça haklarında hüküm kurulamaz.
Tebligat Kanununun 35.maddesine göre; ""Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.""
Somut olayda dava dilekçesinin 18.05.2012 tarihinde davalı şirket müdürüne tebliğ edildiği, aynı adrese ön inceleme duruşma günü tebliği amacıyla gönderilen tebligatın 29.08.2012 tarihinde, davalının adresten taşınmış olduğu gerekçesiyle bila iade tebliğ olduğu, bunun üzerine mahkemenin gerektiği gibi adres araştırması yapmadan, kanunda belirtildiği üzere adres kayıt sistemindeki adreslerin tespiti yönünde kayıtları ele almadan, davalının aynı adresine Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebligatları (ön inceleme duruşma günü tebligatı, ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda çıkarılan meşruhatlı tebligat,bilirkişi raporu tebligatı) gönderdiği anlaşılmıştır.


Kaldı ki davalı şirket icra takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde yeni adresini bildirmiştir. Davalının bildirmiş olduğu adresi dikkate alınmadan ve davalının adres kayıt sisteminde yerleşim yerinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan, eski adresine Tebligat Kanununun 35.maddesi gereğince tebligat yapılması doğru görülmemiştir. Davalının savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından yokluğunda yapılan tahkikat sonunda oluşturulan hükmün bozulması gerekmiş, bozma nedenine göre de davalının diğer temyiz taleplerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi