Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11533
Karar No: 2016/4429
Karar Tarihi: 22.02.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/11533 Esas 2016/4429 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/11533 E.  ,  2016/4429 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


Davacı, geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 04/08/2003 tarihinde geçirmiş olduğu beyin kanaması rahatsızlığının iş kazası olduğunun ve davacının bu iş kazası neticesi meydana gelen maluliyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin reddine karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa"nın 11.maddesinde iş kazasının tanımı yapılmış, devamı maddelerinde sağlanan yardımlar ve işverenin yükümü düzenlenmiştir. Bir olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tespitine ilişkin davanın nihayetinde 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması sonucu doğabileceği gibi, diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve olay da iş kazası ise, Kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.
Olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve olay da iş kazası ise, Kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.
Sosyal Güvenlik Hakkı kamu düzenine ilişkin olduğundan bu hakka ilişkin davalarda kendiliğinden araştırma ilkesi uygulanır. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalar, daha çok tarafların dava konusu üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalardır. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda hakimin kararını(hükmünü) tarafların bildirmiş oldukları vakıalara dayandırılabilmesi için onların varlığına kanaat getirmiş olması gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olmayan vakıaları da hakim kendiliğinden inceleme konusu yapar. Bundan başka hakim tarafların ileri sürmedikleri vakıaları da kendiliğinden araştırıp kararını bu vakıalara dayandırabilir ve davanın ispatı için bütün delillere kendiliğinden başvurabilir. Bu ilke gereğince mahkeme olayın iş kazası olup olmadığının tespiti için özgürce uzman kişi ve kuruluşlardan görüş sormak suretiyle maddi gerçeği tesbit edip vicdani kanaatine göre karar vermelidir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davacıya ait hizmet cetvelinde davacının 01/09/1985-30/10/1986 tarihleri arasında geçen hizmetlerin Kurum"a bildirildiği, dava dışı işyeri olan Malatya İli Gölbaşı İlçe Belediye Başkanlığı"nca 26/01/2007 tarihli yazı eki ile davacının işe giriş başvurusu için Belediye"ye sunmuş olduğu 18/06/2003 tarihli sabıka kaydı ile bonservisin, 01/07/2003 tarihli yazı ile davacının işe başlatılma yazısının dosyaya sunulduğu, davacının 04/08/2003 tarihinde Gölbaşı Belediyesi sınırları içerisinde Malatya yolunun geçtiği caddenin bordür ve karo taşıma işi ile uğraşırken öğleden sonra kaldırıma karo döşerken birden ayağında karıncalanmanın olduğu, arkadaşından su istediği, bayıldığı için sonrasını hatırlamadığı ve bu şekilde beyin kanaması geçirdiğini beyan etmiş olduğu, davacının Kurum"a maluliyet tespiti için en son 07/02/2007 tarihinde başvurduğu, Kurum"un davacının çalışma gücünün 2/3 ünü kaybetmediği belirtilerek maluliyet tespit talebini reddettiği, 03/08/2003, 30/06/2004, 22/06/2005 ve 05/04/2006 tarihli sağlık kurulu raporlarının dosyaya sunulduğu, yargılama esnasında alınan Yüksek Sağlık Kurulu "nun 12/08/2009 tarih ve 63/445 sayılı kararı ile " mahkeme kararı olmadığından iş kazası yönünden yapılacak bir işlem olmadığı" nın belirtildiği, Yüksek Sağlık Kurulu"nun 27/01/2010 tarih ve 07/502 sayılı kararı ile "maluliyet oranını E cetveline göre %42.2 olduğu, kontrol muayenesinin gerekmediği, başkasının sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı” nın belirtildiği, davalı Kurum vekilinin rapora karşı yapmış olduğu itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi "nden alınan 08/08/2012 tarihli rapor ile “davacı Kenan oğlu 05/03/1955 doğumlu ...’ın 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde çalışma gücünün 2/3 ünü kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağı"nın belirtilmiş olduğu, yine Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"nun 04/12/2014 tarihli raporu ile “... hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler Genel Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; Kenan oğlu 05.03.1955 doğumlu ...’ın 31.05.1985 tarih ve 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağı, özürlülük kavramı ile çalışma gücü kavramının farklı kavramlar oldukları farklı tüzük ve yönetmeliklere göre değerlendirildiklerinin oy birliği ile mütalaa olunduğu"nun belirtilmiş olduğu, Kurum"un 17/12/2008 tarihli teftiş raporu ile “şikayet sahibi davacıyı bedenen arızaya uğratan olayın dıştan gelen bir etki sonucu oluştuğuna yönelik herhangi bir tespit yapılamadığından olayın 506 sayılı Yasa kapsamında 11/a maddesi hükmü gereğince iş kazası sayılamayacağının ve yapılacak başkaca bir işlem olmadığının belirtildiği, duruşmalarda davacı tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; dava iş kazasının tespiti ile davacının sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti istemine ilişkindir. Gerçekten davacının 04/08/2003 tarihinde dava dışı işyerinde geçirdiği kazanın öncelikle iş kazası olduğunun yöntemince araştırılmadan davacı isteminin iş göremezlik derecesinin tespiti yönünde tartışılarak Mahkemece sonuca gidildiği ortadadır. Öte yandan 04/08/2003 tarihli zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumu"nun ve işverenin hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup davada işveren taraf değildir.
Yapılacak iş; davacı tarafa harcı da yatırılmak suretiyle yöntemince işverenin davaya dahil edilmesi için süre vermek, işverenin de gösterdiği delilleri toplamak suretiyle tüm delilleri birlikte değerlendirmek, olayın iş kazası olup olmadığını dosyadaki epikriz rapor tarihlerini de esas almak suretiyle öncelikle belirlemek ve sonucuna göre iş kazası tarihini esas almak kaydıyla o tarih itibariyle bulunması halinde davacının maluliyetinin tespitini değerlendirmek suretiyle bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, prosedüre uygun biçimde olayın iş kazası sonucu meydana geldiği belirlenmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
.../...


O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

















Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi