Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1184
Karar No: 2015/20771
Karar Tarihi: 22.12.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/1184 Esas 2015/20771 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/1184 E.  ,  2015/20771 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen vasiyetnameye dayalı menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların müşterek murisi olan ..."ün, ... Noterliği"nce düzenlenen 11.07.1997 tarihli ve 31.10.200 tarihli vasiyetnameleri ile, malvarlığının bir kısmını davacı müvekkiline, bir kısmını ise davalılara vasiyet ettiğini ancak vasiyet alacaklısı konumunda olan davalıların vasiyetnameden kaynaklı şahsi haklarını yasal süre içinde kullanmadıkları ve bu haklarının zamanaşımına uğramış olduğunu, buna karşın davalıların vasiyetnamede kendilerine bırakıldığı belirtilen taşınmazlarda tasarrufa yönelik işlemlerde bulunduklarını, oysa vasiyetnamelerin sağladığı şahsi hakların zamanaşımına uğraması ile birlikte tarafların murise ait tüm malvarlığı (taşınmazlar) üzerinde iştirak halinde mülkiyet hakkına sahip oldukları ancak davalıların bu şekildeki tasarrufi işlemleri ile müvekkili davacıya ait paylar yönünden çekişme doğmasına neden olduklarının belirterek, davalıların, vasiyetnamelerden kaynaklanan şahsi alacak haklarının zamanaşımına uğradığının tespitine, davacının vasiyetname konusu taşınmazlardaki saklı payına ilişkin bağımsız bir tenkis davası açabileceği gibi kendisine karşı açılacak bir istihkak davasından savunma yolu ile tenkis hakkını kullanabileceğinin tespitine, davalılara vasiyet edilen taşınmazlarda davacının mülkiyet payına yönelik olarak taraflar arasında çıkan muarazanın önlenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının dava konusu talepleri ile ilgili olarak tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, murise ait vasiyetnamelerin mahkeme karar ile açılıp okunduğu ve herhangi bir itiraza uğramaksızın taraflarca uygulandığını, gerek davacının gerekse davalı müvekkillerinin murisin iradesine uygun olarak kendilerine vasiyet edilen taşınmazları kullandıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, tarafların murisi ... tarafından ... Noterliğinde düzenleme şeklinde tanzim edilen 11/07/1997 tarih, 04826 yevmiye numaralı ve yine muris ... tarafından ... Noterliğinde tanzim edilen 31/10/2000 tarih, 08864 yevmiye numaralı vasiyetnameler ile davalılara vasiyet edilen taşınmazlarla ilgili davalıların talep haklarının zamanaşımına uğradığının tespitine, bu konuda taraflar arasında çıkan muarazanın önlenmesine, karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, vasiyetname konusu alacak hakkının zamanaşımına uğramış olduğunun tespiti ile davalılara vasiyet edilen taşınmazlar yönünden taraflar arasında çıkan muarazanın önlenmesi istenmesine ilişkindir.
    Tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Tespit davası yolu ile, mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir.
    Tespit davası, eda davasının öncüsüdür. Tespit davasının dinlenebilmesi için, diğer genel dava şartlarından başka, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması üç şartın varlığına bağlıdır. İlk olarak, davacının hakkının veya hukuki durumunun güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olması gerekir. İkinci olarak, bu tehdit nedeniyle davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olması ve bu hususun davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunması gerekir. Üçüncü olarak da; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır.
    Davacının tespit davası ile istediği hukuki korunma, diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman, davacının, o konuda tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur.
    Tespit davasının konusunun hak veya hukuki ilişki olması ve davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.
    6100 sayılı HMK"nın 114/1 maddesine göre; davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartlarındandır. HMK 115. maddesine göre; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
    Somut olayda; davalılara vasiyet edilen taşınmazlarla ilgili davalıların talep haklarının zamanaşımına uğradığının (4721 Sk 602 . Mad. ) tespiti ile, bu konuda taraflar arasında çıkan muarazanın önlenmesine ve yine davacının tenkis hakkını ayrı bir dava ile ileri sürebileceği gibi açılabilecek bir istihkak davasındada ileri sürülebileceğinin (TMK 560. vd mad.) tespitine dair iş bu tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira zamanaşımı iddiası davacıya karşı açılacak bir eda (tenfiz )davasında defi olarak ileri sürülebilecek olup, yine davacının tenkis ve murazaya yönelik talepleri de davacı tarafça veya davacıya karşı açılacak eda davalarında ileri sürülerek çözüme kavuşturulabilecektir.
    Hal böyle olunca mahkemece; davacının zamanaşımı ve diğer talepleri yönünden tespit davası açmakta hukuki yararının olmadığı göz önünde bulundurularak, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi