
Esas No: 2016/2550
Karar No: 2018/7158
Karar Tarihi: 28.11.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2550 Esas 2018/7158 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sonucu ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 91 ve 110 parsel sayılı 2.216.000,00 ve 257.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar hükmen 5/6 payla .... ve 1/6 payla.... adlarına tescil edilmiş, bilahare ... payları 07.06.2005 tarihinde intikal suretiyle davalı ... ve müşterekleri adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların mera olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... temsilcisi ve vekalet ücretine yönelik olarak davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazların mera olduğu iddiasına dayanarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece; Anayasa Mahkemesi"nin 12.05.2011 tarih ve 2009/31 Esas, 2011/77 Karar sayılı kararı ile 25.02.2009 günlü, 5841 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un; 2. maddesiyle 3402 sayılı ... Kanunu"nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen "bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" cümlesinin iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesi"nin iptal gerekçesinde devlet veya diğer kamu tüzel kişilerinin özel mülkiyetine de konu olabilecek tüm taşınmazları kasdetmediği, sadece devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazların bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, somut olayda; Hazinenin davasının mera iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası niteliğinde bulunduğu ve hak düşürücü süreye tabi olduğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine dair hüküm kurulmuştur. Ne var ki, mahkemenin kabulü, gerekçesine uygun bulunmamaktadır.
Eldeki davada; davacı Hazinenin istemi, çekişmeli taşınmazların kamu malı mera niteliğinde olduğu iddiasına dayalı olup özel mülk olarak ... adına tescil istemi ile açılmış bir dava bulunmadığına göre davada 3402 sayılı ... Kanunu"nun 12/3. maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Hal böyle olunca; mahkemece işin esasına girilerek iddia ve savunmalar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
28.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.