Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5105
Karar No: 2021/1576
Karar Tarihi: 17.02.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5105 Esas 2021/1576 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/5105 E.  ,  2021/1576 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, üçüncü şahıstan temlik aldığı alacağının tahsili için davalı avukata vekalet verdiğini, temlik sözleşmesinde davalı avukatın görevlendirileceğinin ve verilecek ücretinin düzenlendiğini, fakat davalının gerekli özen yükümlülüğüne uymadığını, bu nedenle davalıyı azlettiğini, davalının icra dosyasında tahsil ettiği 10.696,95-TL yi uhdesinde tuttuğunu ve hesap vermediğini, takip ettiği dosyalar için fazladan 2.500,00-TL masraf aldığını, sözleşme gereği iade etmesi gereken 10.000,00-TL teminat miktarını iade etmediğini, icra dosyalarında sıra cetveline itiraz etmediğini, borçlunun bir kısım taşınmazlarında haciz istemediğini, kıymet takdir raporuna itiraz etmediğini bu şekilde alacağın tahsil edilmesini engellediğini ve kendisini 30.000,00-TL zarara uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 53.196,95-TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, davacıya birden fazla hukuki yardımda bulunduğunu, işini özenle yerine getirdiğini, davacının herhangi bir zarara uğramadığını ve usulüne uygun hapis hakkını kullandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2017 tarih ve 2015/19231 Esas ve 2017/6255 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulü ile, 2.461,96-TL" nin 30/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekir.
    2-Dava, vekili tarafından adına icra dosyasında tahsil edilen paranın taraflarına ödenmemesi, teminat bedelinin iade edilmemesi ve fazla masraf tahsilatı nedeni ile alacak ve vekilin işini özenle yerine getirmemesi nedeni ile alacağın tazmin edilmemesi kapsamında tazminat istemine ilişkindir. Davalı, davacıya birden fazla hukuki yardımda bulunduğunu, işini özenle yerine getirdiğini, hapis hakkını kullandığını savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2017 tarih ve 2015/19231 Esas ve 2017/6255 Karar sayılı ilamı ile; “...davalı tarafından düzenlenerek davacıya gönderilen 30/07/2008 tarihli cevabi ihtarla her ne kadar tahsil edilen miktarın vekalet ücretine mahsuben alındığı bildirilmiş ise de davalı avukat tarafından yapılan bu ihtarın yukarıdaki ilkeler ışığında değerlendirildiğinde hapis hakkının usulüne uygun kullanılmadığı ve azlin haklı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca azlin bu yönden haklılığı dikkate alınmak suretiyle dosya değerlendirilerek gerektiğinde yeniden rapor veya ek rapor tesisi ile hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyulması sonucunda yapılan yargılamada bozma ilamında belirtilen hususlar eksiksiz ve harfiyen yerine getirilmek zorundadır. O halde mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda haklı azil tarihine kadar kesinleşmiş dava ve icra takiplerinden vekalet ücreti kazanacağı dikkate alınarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık şekilde bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bozma öncesi rapora atıfta bulunularak azil tarihi itibariyle kesinleşmiş dosyaların hangileri olduğu ve hesaplamanın nasıl yapıldığı bakımından yetersiz hazırlanmış bilirkişi raporuna itibar edilip yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    3-Öte yandan, Avukatlık Kanununun 173/2. maddesinde, “Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harç ve giderler, iş sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekle avukata veya gerektiği yere ödenir. Bu harcamaların avukat tarafından yapılabilmesi için yeteri kadar avansın iş sahibi tarafından verilmiş olması gerekir.” hükmü mevcut olup, bu hüküm gereğince, işin görülmesi için gerekli olan tüm masrafların iş sahibi tarafından işin başında avukata ödenmiş olduğu karine olarak kabul edilmeli, bunun aksini ileri süren, başka bir ifade ile müvekkilinden masraflar için avans almadığını iddia eden avukatın da, bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu kabul edilmelidir.
    Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakacak olursak; davacı tarafından davalıya 16.03.2007 tarihli dekontla ile 2005-192 esas dosyası için satış masrafı adı altında 1.500,00-TL, 29.02.2008 tarihli dekontla 2005-192 esas dosyası için satış masrafı adı altında 1.000,00-TL, 02.07.2007 tarihli dekontla 2005-192 esas dosyası için satış masrafı adı altında 2.000,00-TL ve 09.04.2008 tarihli dekontla 2005-192 esas dosyası için dosya bedeli adı altında 500,00-TL gönderildiği sabittir. Bu hususta uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davalı avukata diğer takip ettiği dosyalar için masrafların ödenip ödenmediğine ve davalı tarafından yukarıda belirtilen dekontlarla fazladan masraf tahsil edilip edilmediğine ilişkindir. Davacının masrafa ilişkin talebinin yukarıda bahsedilen Avukatlık Kanununun 173. maddesi gözetilerek çözümlenmesi gerekir. O halde, mahkemece, Avukatlık Kanununun 173. maddesi ile dairemiz kökleşmiş içtihatları da dikkate alınarak masraflar yönünden değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken masraf yönünden hatalı değerlendirme yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    4-6100 sayılı HMK"nun 297/2. maddesinde ""Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."" hükmü yer almaktadır. Davacı dava dilekçesinde, davalı avukatın Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/15 D.İş dosyasından çektiği 10.000,00-tl teminat bedelinin iade edilmediğini de ileri sürülerek 10.000,00-tl teminat bedelinin çekildiği tarihten itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini de talep etmiş olmakla mahkemece, bu husus konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması ve olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine 2., 3. ve 4. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi