Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/958
Karar No: 2015/20811
Karar Tarihi: 22.12.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/958 Esas 2015/20811 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/958 E.  ,  2015/20811 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili dilekçesinde, tarafların murisinin vasiyetname düzenlendiği sırada fiil ehliyetinin bulunmadığı, diğer yandan manevi ikrah altında murisin bu vasiyetnameyi düzenlediğini beyan ederek, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin fiil ehliyetine haiz bulunduğunun doktor raporu ile sabit olduğunu, manevi ikrah iddialarının doğru olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlık, hukuki ehliyetsizlik ve ikrah iddiasına dayalı vasiyetnamenin iptali talebine ilişkindir.
    TMK 557.maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması olarak dört tanedir.
    İkrah (korkutma), kişinin irade serbestîsini ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah, maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimseye o akdi yapmasını temin için maddi tazyik yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu halde maddi ikrah hali varsayılır. Öte yandan bir kimsede korku yaratarak ona istenilen işlemi yaptırmayı amaçlayan tehdide de manevi ikrah denilir.
    Bir ölüme bağlı tasarrufun meydana gelmesine tesir edecek her türlü ikrah, bir iptal sebebi teşkil eder (TMK. md. 557/2). Ancak, her iki türünde de ikrahın ciddi olması, ikrahın ağır bir tehlike teşkil etmesi, tehdidin yaratacağı tehlikenin derhal gerçekleşecek nitelikte olması, tehdidin bizzat akdin tarafına veya yakınlarına yapılması ve yapılan tehdidin haksız ve hukuka aykırı olması, tehdidin şahsa, namusa, cana, mala veya hürriyete yönelmiş bulunması ve nihayet tehdit ile yapılan işlem arasında illiyet bağı bulunması koşulu aranır.
    Somut olayda, mahkeme tarafından sadece hukuki ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulmuş, bu yöne ilişkin olarak Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış ve murisin fiil ehliyetinin bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu yönü ile verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ancak, davacı taraf aynı zamanda ikrah iddiasında da bulunmuş, murisin ağır hasta ve çok yaşlı olduğunu, vasiyetnamelerin murisin bakılmayacağı tehdidi ve zorlama ile yaptırıldığını da beyan ederek, bu sebebe dayalı olarak da vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
    Öyle ise mahkemece, davacının ikrah iddiası üzerinde durulup, yargılama sırasında dinlenilen tanıkların ikrah iddiası yönünden de dinlenilip, davacının ikrah iddiasını ispat edememesi durumunda, vasiyetnamenin iptali için bir sebebin bulunmadığı gözetilerek şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi, eğer bu iddianın ispat edilmesi durumunda ise yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi