3. Hukuk Dairesi 2015/888 E. , 2015/20821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacılar ile davalının paydaş olduğu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satış kararı alındığını, taşınmazın ihale ile satışa çıkarıldığını, davalının satın aldığını, taşınmazda davacılara ait bina ve muhtesatlarının bedelinin davacılara ödenmediğini, arsa ve bina bedeli toplamından paylaştırma yapıldığını, bina bedeli kadar davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her davacı için 100"er TL"den 500 TL bina ve muhtesat bedeli ile 500 TL munzam zarar bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, satışta birden fazla binanın bulunduğunu, satış bedelinden davacıların hisseleri oranında bedelin ödendiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davalıya bina bedelinden ödeme yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar ile davalının paydaş olduğu 180 nolu parsel ile ilgili Sulh Hukuk Mahkemesince ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği, satış dosyası ile ikinci ihalede arsa ve evlerin davalıya 98.700 TL"ye ihale ile satıldığı, davalının kendi hissesi haricinde kalan 65.905 TL"nin satış dosyasına davalı tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacılardan Hatice haricinde kalan diğer davacılara eksik ödeme yapıldığı, ek rapor ile davalıya binalar ile ilgili ödeme yapılmadığı, arsadan payına düşen miktarın esas alındığı açıklanmıştır. Raporda davalının davacılara ait bina bedelinden pay alıp almadığı belli değildir. Rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir.
Davada, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satışına karar verilen taşınmazda bina sahibi olan davacıların bina bedelinden tahsil edemedikleri kısmın iadesi talep edilmektedir.
Sebepsiz zenginleşme; TBK."nun 77-82. (BK."nun 61-66) maddeleri gereğince, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden yararlanma olarak açıklanmıştır.
Dava konusu 180 Parseldeki taşınmazda bulunan binaların davacılara ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, paydaşlardan davacıların taşınmaza yaptıkları binalar ve muhtesatlar ile iligili davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacılar (paydaşlar)ın, müşterek taşınmaz mal üzerindeki yaptıkları binalar nedeni ile diğer paydaşın (davalının) mamelekindeki artış, binaların yapıldığı tarihte değil, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinden payını aldığı tarihte gerçekleşir.
Sebepsiz zenginleşme sebebiyle hükmedilecek miktar, bu binanın satış tarihinde, taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır. Başka bir deyişle, ortak taşınmaz mal üzerinde davacıların binalarını yapmamış olsalar idi çıplak taşınmaz (arsa) kaç liraya satılabileceği bilirkişiye tespit ettirilerek, bilirkişinin bildireceği değer ile binalar dahil olarak yapılan satış sonucunda elde edilen satış parası içinde bulunan binalara ait kısım (miktar) ve bundan davacıların payına düşen kısım orantı yapılarak hesaplanmalıdır.
Davacılara ait binaların satış bedelinden davalıya ödenmiş olan paradan, yukarıda açıklanan orantı ile bulunacak miktar kadar, davalı taraf sebepsiz zenginleşmiş olduğundan ve aynı zamanda yapılan satış ile davacıların yaptırdıkları binaların ellerinden çıkması ile aynı miktarda mamelekinde azalma olacağı kabul edilerek karar verilmesi gerekir.
Satış dosyasında, arsa ve evler ile birlikte taşınmazın davalıya 22.07.2004 tarihinde 2. ihalede de 98.700 TL"ye ihale edildiği, davalının 991/2816 payının çıkarıldıktan sonra bakiye 65.905 TL"nin davacılara hisselerine göre ödendiği açıklanmıştır.
Bu durumda, mahkemece; yukarıda açıklanan bilgiler esas alınmak suretiyle konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak, davalının satış bedelinden payına düşen ve alması gereken arsa bedelinin belirlenerek, davacılara eksik ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli rapor sunucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.