21. Hukuk Dairesi 2016/4524 E. , 2016/4614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, tüm haklarının davalı taraftan tahsiline ve hizmet süresine ilişkin olarak Kuruma eksik bildirilen 100 günlük çalışma süresinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının ....02.2006-....09.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde eksik bildirilen 100 günün sigortalı olarak tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın ispatlanamamış olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten; sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın .../.... ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ....9.1999 gün 1999/...-510-527, .../06/1999 gün 1999/...-549-555- 03/.../2004 gün 2004/...- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının davalı şirkete ait işyerinden verilmiş 01.06.2006, 01.....2006 tarihli işe giriş bildirgelerinin olduğu, hizmet cetveline göre 01.06.2006-....09.2006, 01.....2006-....09.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde parkomat görevlisi olarak çalıştığının bildirildiği, ancak tespit istenen dönemin davacının ilk işe giriş tarihinden önceki süre olup bu dönemde başka işyerinde çalışmasının olmadığı, tespit istenen dönemde davalı işyerinin Kanun kapsamında olduğu, davacı tanığı olan bordro tanıklarının da çalışmayı doğruladığı, davacının çalışmalarını bilebilecek tarafsız bordro ve komşu işyeri tanıklarının beyanlarına başvurulmadığı, davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği, Belediyeden ihaleye ilişkin evrakların getirtilmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle ilgili Belediyeden söz konusu ihalelerin ve sürelerinin sorularak, davacının çalışmasına dair belge ve ihale evraklarının getirtilip, davalı şirketten işyeri dosyasının getirtilerek, tespit istenen tüm dönem içinde kayıtlı ve tarafsız bordro tanıklarını dinlemek, bordro tanıklarının bulunamaması veya beyanlarının yetersiz olması nedeniyle gerek görüldüğü takdirde Kurumdan, Belediyeden sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davada dinlenen tanıkların, karardan önce dinlenen davacı tanıklarının ekinde işyeri tescil bilgisi olacak şekilde hizmet cetvellerini getirtmek,davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine ....03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.