1. Hukuk Dairesi 2014/20976 E. , 2015/119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/382-2013/832
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece yetki itirazının kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde ve duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma istemi değer yönünden reddedilerek dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, ortak mirasbırakan Nihat Görgün adına kayıtlı olan 4 daire ve 2 dükkandan elde edilen kira gelirlerinin 31/07/2009 tarihinden itibaren davalı tarafından tahsil edilmesine karşın davacı payının ödenmediğini ileri sürerek, 31/07/2009-31/07/2013 tarihleri arası dönem için ecrimisil bedelinin dönemsel yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, taraflar arasında dava konusu taşınmazların kiralarının toplanmasına yönelik yapılan protokolde İzmir yargı mercilerinin yetkili kılındığını belirterek yetki itirazında bulunmuş, esas hakkında davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 18/08/2009 tarihli protokolde anlaşmazlık halinde İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği, anılan protokol 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce imzalandığından yetki sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK"nın zaman bakımından uygulanmasına ilişkin 448. maddesi hükmüne göre; "Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır." Şu halde; HMK"nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"na göre yargılaması başlanmış ve tamamlanmış usuli işlemleri etkilememek kaydıyla, 6100 Sayılı HMK"nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak olan işlemler yeni Kanuna tâbi olacaktır. Ayrıca, HMK"nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılacak davalara ise yeni Kanun uygulanacaktır.
HMK"nın 6. maddesi gereğince, bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun "Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetki" başlıklı 16. Maddesinde, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Öte yandan yine aynı Kanunun 17. maddesine göre ise Yetki Sözleşmesi, tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde geçerlidir. Yalnız tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu hükümle yeni usul yasası, gerçek kişiler arasında yetki sözleşmesi yapılamayacağını düzenlemiştir.
Somut olaya gelince, eldeki dava HMK’nın yürürlük tarihinden sonra 31/05/2013 tarihinde açılmıştır. Çekişmeli taşınmazların kiralarının toplanmasına ilişkin protokol ise 18/08/2009 tarihlidir. Bu durumda, tacir veya kamu tüzel kişisi olmayanlar arasında yapılmış olan yetki sözleşmesine dayanılarak yetkili kılınmış mahkemede, 01/10/2011 tarihinden sonra dava açılamayacaktır.
Hâl böyle olunca; dava tarihi itibariyla, HMK"nın 17. maddesi uyarınca geçerliliği kalmayan yetki sözleşmesine göre yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan, ecrimisilin haksız işgal tazminatı olduğu ve dava konusu taşınmazların Salihli’de bulunduğu da gözetilerek HMK’nın 16.maddesine göre haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi olarak işin esasına girilip, yargılama yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.