20. Hukuk Dairesi 2015/15101 E. , 2017/3274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 103 ada 13 parsel sayılı 13395,75 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ağustos 2006 tarih, 224 sayılı tapu kaydı ile tarla niteliğiyle davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla ve davacı ...Ş., davalı taşınmazın içinde bulunduğu alanın Orman Bakanlığınca (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) 49 yıllığına baraj yapılmak üzere kendilerine tahsis edildiğini, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davaların kabulü ile dava konusu taşınmazın kadastro tesbitinin iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2011/7449-11695 sayılı kararıyla “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de rapora ekli memleket haritasında taşınmazın yeşil alanda görüldüğü, 1956 tarihli hava fotoğraflarında tamamen açık alanda, 1973 ve 1983 tarihli hava fotoğraflarında ise küçük bir bölümünde ağaçların görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, taşınmazın memleket haritasındaki görünümü ile hava fotoğraflarındaki görüntüsü çelişmesine rağmen bu çelişki üzerinde durulmadığı gibi, orman bilirkişi raporunda, taşınmazın hava fotoğraflarında da orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek yanılgıya düşülmüştür. Orman bilirkişi raporu bu haliyle çelişkili ve yetersiz olup, hükme yeterli değildir. O halde;
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, raporda hava fotoğrafları ile memleket haritası arasındaki çelişki tartışılarak memleket haritasındaki yeşil rengin boyama hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı değerlendirilmeli, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde dayanak tapu kaydı miktar fazlasının zilyetlikle kazanılabileceği göz önünde bulundurulmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı ... Yönetiminin davasının kabulüne,...ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 103 ada 13 sayılı parselde bulunan taşınmazın tespitinin iptali ile yüzölçümü aynı kalmak üzere orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman içi açıklık olduğu ve orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamaycağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de tapu kaydının yöntemince zemine uygulanıp dava konusu taşınmazı kapsadığı belirlendiğinden ve tapulu yerler 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık sayılmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.