Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2680
Karar No: 2020/649
Karar Tarihi: 10.02.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/2680 Esas 2020/649 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/2680 E.  ,  2020/649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi

    KARAR
    A)Davacı İstemi; Davacının, davalıya ait işyerinde 23/05/1984 yılında çalışmaya başladığı halde 10/07/1985 tarihinde adına işe giriş bildirgesi verildiğini, ancak primlerinin de ödenmediğini, daha sonra 01/11/1985 tarihli işe giriş bildirgesi verildiğini, davacının çalışmalarının tamamının kayıt altına alınmadığını ileri sürerek davacının 23/05/1984-01/11/1985 tarihleri arasında da davalıya ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    B)Davalıların Cevapları; Davalı İşveren Vekili; Davacının, davalı işyerinde 10/07/1985 tarihinde çırak olarak çalışmaya başladığını bildiren işe giriş bildirgesinin verildiğini, çıraklık kapsamında kalan dönem yaşlılık sigortasına sayılmadığından 16 yaşını tamamlamasından sonra yaşlılık sigortası primlerinin ödenmeye başlandığını, davacının 01/11/1985 tarihinden sonraki çalışmalarının tamamının SGK"ya bildirildiğini, 01/11/1985 tarihinden önceki çalışmalar için hak düşürücü sürenin de geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Fer"i müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının belirtilen tarihlerde davalı işyerinde çalışması bulunmadığını, hizmet tespiti davaları kamu düzenini ilgilendirdiğinden re"sen araştırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı; Mahkemece ”Dinlenen bordro tanıklarının beyanları ile ile davacıyı doğruladıkları anlaşıldığından, davacının davasının KABULÜNE, ... sigorta sicil numaralı davacının ... işyeri sicil numaralı davalı işyerinde 23/05/1984-01/11/1985 yılları arasında çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı; “Davalı ile fer"i müdahil Kurumun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine” karar verilmiştir.
    E) Temyiz Nedenleri,
    Davalı Vekili; Davacıya ilişkin 01/07/1985 ve 01/11/1985 tarihli işe giriş bildirgelerinin Kuruma verildiğini, 01/11/1985-31/12/1988 tarihleri arasındaki çalışmalarının tamamının Kuruma bildirildiğini, 01/07/1985 tarihinden önceki döneme ilişkin talebin hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, davacının 23/05/1984 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin iddiaların gerçek olmadığını, Kuruma bildirilen dışında çalışması bulunmadığını beyanla kararın bozulmasını talep etti.
    Fer"i müdahil SGK vekili;hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın niteliği itibarıyla hizmet tespiti davası olduğunu, kamu düzenine ilişkin bu tür davalarda, bir hizmet akdine dayalı, kesintisiz fiili çalışmanın ortaya konulması gerektiğini, re’sen araştırma yükümlülüğünün gereğinin yerine getirilmediğini, davacının çırak olmadığı tespitinin de hatalı olduğunu,)davacını çalıştığını iddia ettiği ihtilaflı dönemde 15 yaşında olduğu 506 sayılı kanun 60/g hükmü uyarınca davacının sigorta başlangıç tarihi ancak 18 yaşını doldurduğu tarih olabileceği. kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın resen bozulmasını talep etti.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 23/05/1984-01/11/1985 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun Kanunla mülga 60 ncı maddesinin (G) fıkrası, “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.” hükmüne amir olup, söz konusu fıkra, 1/4/1981 tarihinde 2422 sayılı Kanunla 506 sayılı Kanuna eklenmiştir. Yine aynı Kanunla 506 sayılı Kanuna eklenen geçici 54 üncü maddede, 1/4/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60 ıncı maddenin (G) fıkrası hükmünün uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 04/12/1969 doğumlu davacı adına, 10/07/1985 tarihli davalı işyeri tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına 08/08/1985 tarihinde intikal ettiği, ihtilaflı dönemde 14 yaşında olduğu, davacıya ait hizmet cetvelinde davacının 01/11/1985 -31/12/1988 tarihleri arası hizmetlerinin davalı işyerinden Kurum"a bildirilmiş olduğu, duruşmalarda davalı işyeri bodrolu çalışanı olan davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece davacının davalı işyerinde geçen hizmetinin mahiyetini belirlemeksizin; davacı ile davalı işyeri sahibi arasında çıraklık sözleşmesinin olup olmadığının, davacının çalışmasının üretime yönelik mi yoksa bir mesleğin öğrenilmesine yönelik mi olduğunun aydınlatılmaksızın, davacının eğitim durumunun araştırılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Davacının davalı işyerinde geçtiği iddia olunan 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalığının gerçek ve fiilî çalışmaya dayanıp dayanmadığının hiç bir duraksamaya yer vermeksizin açıkça ortaya konması gerekmektedir. Öte yandan 506 sayılı Yasa"nın 60/G maddesi dikkate alınmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
    Bu doğrultuda yapılacak iş, davacıya eğitim bilgilerini açıklatmak, davacının ihtilaf konusu dönem içerisinde eğitim-öğretim okula devam durumunu araştırmak, davacı ile davalı işveren arasında çıraklık sözleşmesi bulunup bulunmadığını belirlemek, eğer çıraklık sözleşmesi yapılmış ise çıraklık sözleşmesini getirtmek, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesi olup olmadığını ya da davacının işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıp katılmadığını ve meslek ve sanat eğitiminin arka planda tutulup tutulmadığını belirlemek için gerektiğinde zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinin işverenleriyle, bu işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı işverenler ile komşu işyeri çalışanlarının; aynı konuda tanıklıklarına başvurmak, davacının sonraki çalışmalarının niteliğini belirlemek ve 506 sayılı Yasa"nın 60/G maddesi hükümlerini de göz önünde bulundurarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
    Davalı ve feri müdahil SGK vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı ve SGK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine
    dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi