21. Hukuk Dairesi 2015/10277 E. , 2016/4857 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, murisinin geçirdiği iş kazası sonucu maluliyet oranının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan vekillerince ve Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacıların murisleri sigortalı ..."nın geçirmiş olduğu iş kazası sonucunun maluliyetinin meslekte kazanma gücü kayıp oranının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulü ile “davacılar murisi ... nın 26/04/1991 tarihindeki iş kazası sonucunda %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğunun tespitine” karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21.03.2012 Tarih ve 2012/10-20 Esas, 2012/235 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5277 sayılı Bütçe Kanunu"nun 25. maddesi ile; “Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin % 50"sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar.” düzenlemesi getirilmiştir.
Anılan yasa maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğu iddiası ile Anayasa Mahkemesi"ne dava açılmışsa da, henüz bu dava karara bağlanmadan kanun koyucu tarafından, bütçe kanunlarına, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamayacağına ilişkin Anayasanın 161. maddesi hükmü gözetilerek, bütçe kanunlarında yer almaması gereken hükümlerin temizlenmesi amacıyla çıkarılan 27.04.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 29. maddesinin c bendi ile; 5277 sayılı Kanunun 25. maddesinde yer alan hüküm yürürlükten kaldırılmış ancak, aynı düzenleme anılan Kanunun 30. maddesi ile yeniden getirilmiştir. Bu madde 27.04.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Böylece Anayasa Mahkemesi tarafından iptale dair bir hüküm verilmeden aynı düzenleme 5335 sayılı Yasa"da yer almış; 30. maddenin 2. ve 3.fıkrasında: “Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50"sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar.
Diğer kanunların emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken emeklilik veya yaşlılık aylıkları ve/veya diğer tazminatları kesilmeksizin atanmaya, çalıştırılmaya veya görevlendirilmeye izin veren hükümleri ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 11"inci maddesine göre 01.01.2005 tarihinden önce alınmış Bakanlar Kurulu kararları uygulanmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 5277 sayılı Kanunun 25. maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile açılan dava sonunda 29.11.2005 gün 2005/6-93 sayılı kararıyla; “İptali istenen bu maddenin 5335 sayılı Kanunun 29.maddesiyle yürürlükten kaldırılmakla, davanın konusuz kaldığı” gerekçesiyle, “İstem hakkında karar verilmesine yer olmadığına” hükmetmiştir.
Öte yandan, 01.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu yürürlüğe girmiş; bu Kanun"un 105. maddesinde “Uygulanmayacak hükümler” arasında 5335 sayılı Kanunun 30"uncu maddesine yer verilmemiştir.
Gerek 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 105. maddesinde sayılan 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden itibaren uygulanamayacak hükümler arasında 5335 sayılı Kanunun 30. maddesinin yer almaması, gerekse T.C. Anayasası’nın 153. maddesinin “iptal kararları geriye yürümez” hükmünü içermesi karşısında; her hangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların, bu aylıkları kesilmeksizin her hangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılmayacakları ve görev yapamayacaklarına dair düzenlemenin 01.01.2005 tarihinden başlamak suretiyle yürürlükte olduğunun kabulü gerekir.
Anılan yasal düzenlemeye aykırı biçimde çalışılması durumunda; çalışanların, fiilen çalıştıkları dönemdeki emeklilik veya yaşlılık aylıklarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kesilmesi ve yersiz aylıkların istirdadı söz konusu olacaktır.
Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2009 gün ve 2009/21-168 E., 2009/218 K.; 01.12.2010 gün ve 2010/10-586 E., 2010/615 K.; 06.04.2011 gün ve 2010/21-726 E., 2011/68 K. ve 05.10.2011 gün ve 2011/10-476 E., 2011/584 K. sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.
Açıklandığı üzere, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların, bu aylıkları kesilmeksizin Kamu Kurumlarında herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamayacakları ve görev yapamayacakları uygulamasına 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5277 sayılı Yasa"nın 25. maddesi ile başlandığı ve sonrasında da 27.04.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5335 sayılı Yasa"nın 30. maddesi ile sürdürüldüğü ve bu düzenlemenin 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 105. maddesi hükmü karşısında halen yürürlükte olduğu belirgindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davacının 14/04/2005 tarihli tahsis talebine istinaden 01/05/2005 tarihinden itibaren davacıya 506 sayılı Yasa 81/B-a maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının SGDP li olarak 22.03.2006 tarihinden itibaren dava dışı işyeri “ ” da fiilen çalışmaya başladığı, Kurum tarafından davacının sermayesinin %50 den fazlası kamuya ait olan işyerinde SGDP ye tabi çalışmasının tespit edilmesi nedeniyle yersiz aylık olarak 36.890,74 TL nin borç aslı olmak üzere toplam 52.463,39 TL nin davacı adına borç çıkartıldığı, Kurum"un tarihli iç yazışması ile davacının iptal edilen ve SGDP li olarak 22/03/2006-22/06/2009 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tüm sigorta kollarına tabi çalışmaya dönüştürülerek işten ayrıldığı tarih olan 22.06.2009 tarihini takip eden aybaşı tarihi olan 01.07.2009 tarihinden itibaren yeniden aylık bağlanması gerektiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davacının, uyuşmazlık konusu olmayan dava dışı kamu kurumunda 22.03.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı kesilmeksizin çalışmasının, yukarıda açıklandığı üzere 5277 ve 5335 sayılı Kanunlar ile getirilen yasal düzenlemelere aykırı olması nedeniyle, 506 sayılı Kanun kapsamında aldığı yaşlılık aylıklarının 01.03.2006 tarihi itibariyle kesilmesine ilişkin Kurum işleminde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan "ne iadesine
22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.