Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2609
Karar No: 2017/4050

Kasten öldürme - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2017/2609 Esas 2017/4050 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2017/2609 E.  ,  2017/4050 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kasten öldürme
    HÜKÜM : Sanıklar hakkında;
    TCK.nun 37/1. maddesi delaletiyle TCK.nun 81/1, 62/1, 53, 54. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası (ayrı ayrı).

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Sanık ... hakkında maktul ..."ı kasten öldürme, sanık ... hakkında maktul ..."ı kasten öldürmeye yardım etme suçlarından yapılan yargılama sonunda, sanıkların kasten öldürme suçundan mahkumiyetlerine dair Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 31.03.2010 gün, 2009/381 esas ve 2010/95 karar sayılı hükümlerin sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine, dairemizin 11.04.2011 gün, 2010/6168 esas ve 2011/2137 karar sayılı İlamı ile hükümlerin onanmasına karar verildiği, dairemiz kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.10.2017 gün ve 2017/49966 sayılı yazısı ile "sanıkların TCK"nun 37/1. maddesi delaletiyle 87/4. maddesinin son cümlesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiği" gerekçesi ile itirazda bulunulduğu; 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında" Kanunun 99. maddesiyle, 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinde yapılan değişiklik ve 101. maddesiyle, 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 5. madde uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosyanın dairemize gönderilmiş olduğu anlaşılmakla, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesinin, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçesi yerinde görülmekle İTİRAZIN KABULÜNE, dairemizce sanıklar hakkında maktülü kasten öldürme suçundan verilen 11.04.2011 gün, 2010/6168 esas ve 2011/2137 karar sayılı ONAMA kararının KALDIRILMASINA, karar verildikten sonra gereği görüşüldü;
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ... ve ..."in maktul ..."a yönelik eylemlerinin sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin haksız tahrike, sanık ... yönünden sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanıklar ve maktulün aralarındaki alacak verecek meselesini konuşmak için buluştuklarında aralarında çıkan tartışma sırasında sanık ..."un maktüle yumruk ve tekme ile vurarak yere düşürmesinden sonra sanık ..."un 3 bıçak darbesiyle maktulü sağ uyluk ve sol uyluk bölgelerinden yaraladığı, kesilerden bir tanesinin popliteal arter ve ven kesilerine neden olması nedeniyle maktulün iç ve dış kan kaybı ve buna bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu hayatını kaybettiği olayda,
    Darbelerin yöneltildiği vücut bölgeleri ve nitelikleri ile engel bir durum bulunmamasına rağmen sanıkların eylemlerine kendiliklerinden son vermeleri dikkate alındığında, eylemlerinin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu ve hakklarında 5237 sayılı TCK"nun 37/1. maddesi delaletiyle 87/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürme suçundan hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, re"sen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 20/11/2017 gününde Üye ..."in vasfa yönelik karşı oyu ile karar verildi.

    KARŞI OY;
    Yerel Mahkemenin, olayın oluş şekline ilişkin kabulüne dair heyetimizde bir ihtilaf bulunmamaktadır. Şöyle ki;
    Olay : Tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımlarına göre;
    Sanık ... hakkında, maktul ... ... kasten öldürme, sanık ... hakkındada bu suçu yardım etme suçlarından yapılan yargılama sonunda, sanıkların kasten öldürme suçundan mahkumiyetlerine dair mahkemece verilen kararın dairemizce onanması sonrasında, sanıklar hakkındaki eylemin nitelendirilmesinin hatalı olduğuna ilişkin sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine, dosya yeniden heyetimizce incelenmiş olmakla birlikte, suç vasfının yaralama olarak kabul ve taktir edilmesi gerekirken, delillerin hatalı değerlendirildiğine ve bu nedenle itirazın kabulüne karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. Ve, eylemin kasten öldürme olarak nitelendirilmesine ilişkin yerel mahkeme kararının yerinde olduğu görüş ve kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluk görüşüne muhalifim.
    Şöyle ki,
    Ceza yargılamasında, suç vasfının belirlenmesine ilişkin başlıca kıstaslardan biride suçun manevi unsurudur. Failin iç dünyasını ilgilendiren kast, sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan hareketleri ile belirlenebileceği gibi, taraflar arasındaki önceye dayalı anlaşmazlıklarda vasfın belirlenmesinde kıstas kabul edilmelidir.
    Maktül ve sanığın babası arasına suç tarihinden önceye dayalı borç-alacak verecek meselesinden kaynaklanan bir anlaşmazlık olduğu, sanıkların babalarına olan borcundan dolayı suç tarihinde maktülü telefon ile arayarak olay mahalline çağırdıkları, taraflar arasında bu meseleden kaynaklı sözlü tartışma başladığı daha sonrada bu tartışmanın fiili tartışmaya dönüştüğü, önce tekme ve tokatlarla maktulü dövmeye başlayan sanıkların, maktulün bayılıp yere düşmesi üzerine , baygın halde de sanık ..."un elinde bıçak olduğu halde hareketlerine devam ettiği ve onu 3 adet bıçak ile yaraladığı, anlaşılmaktadır.
    Maktulün otopsi raporu incelendiğinde, sol femur iç yüzünde bir adet, sağ femur orta hatta iki adet olmak üzere toplam 3 adet kesici delice alet yarası olduğu ve bu yaraların tamamının aynı özelliklere sahip alet ile meydana getirildiği, saptanılmış olup, otopsi tutanağının 3 nolu bendinde tarif edilen sol uyluk alt kısmındaki yaranın cilt ciltaltı tabakasını geçip ilerlemiş olduğu, ve bu yaranın etrafında diğer iki adet yaranın aksine yaklaşık 7x9 cm.lik ekimotik alan izlendiği, bu yara neticesinde popliteal arter ve ven kesisi ile gelişen kan kaybından vefat ettiği anlaşılmaktadır. Yani, aynı bıçak ile meydana getirilen 3 adet kda.nın sadece bir tanesi arteri kestiği için ölüm neticesini meydana getirmiş olup, diğer iki tanesinin öldürücü vasıfta olmadığı anlaşılmıştır.
    Şimdi, maktulde ki yaraların üç adet olmasına karşın, sadece bir tanesinin öldürücü vasıf taşıması ve yaraların tamamının uylukta olması düşünüldüğünde, sayın çoğunluk görüşününde benimsediği şekliyle sanıkların kastlarının yaralamaya yönelik olduğu gibi bir düşünce ortaya çıkmakta ise de, taraflar arasında önceye dayalı husumetin bulunması, fiziki müdahale sırasında maktulün bayılıp yere düşmesi sonrasında bıçaklı saldırının başlaması, ve en önemlisi, tek bıçakla gerçekleştirilen üç adet yaradan sadece öldürücü yaranın etrafında 7x9 cm.lik ekimotik alanın oluşmasıda değerlendirildiğinde, bu yaranın bıçak şahsın vücuduna batırıldıktan sonra, içeride iken çevrilmiş olduğunun maddi delili olması karşısında,ana arterlerin çokça buluşma noktası olan uyluk kısmındaki yaralanmanın şiddeti gözönünde tutularak sanıkların eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastlarının öldürmeye yönelik olduğu düşünce ve kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluk görüşüne bu nedenlerle katılmadığımı belirterek, sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazının reddi gerektiği düşüncesindeyim.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi