22. Hukuk Dairesi 2015/29343 E. , 2018/8099 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin ailevi nedenlerle işten ayrıldığını belirterek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasnı talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunarak davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Aynı ilkeler ulusal bayram genel tatil ücreti içinde geçerlidir.
Dosya içeriğine göre davacı, davalı işyerinde önce muhasebe elemanı, daha sonra saha müdürü olarak çalışmıştır. Dava dilekçesine karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazı değerlendirilerek saha müdürü olarak çalıştığı dönem için, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davacı gibi saha müdürü olarak çalışan tanık .."in açtığı davada, saha müdürlerinin kendi mesaisini kendisinin belirlediği gerekçesi ile anılan alacağın reddine karar verilmiştir. Karar tarafların temyizi üzerine Dairemizin 19.02.2013 tarih, 2012/14396 esas- 2013/3303 karar sayılı ilamı ile bu yönden isabetli bulunmuştur. Dosya kapsamına göre, saha müdürlerinin üzerinde Bölge Müdürünün bulunduğu ancak kendi inisiyatiflerine göre ziyaret programlarını belirledikleri, hangi saatte nerede çalışacaklarına kendilerinin karar verdiği anlaşılmaktadır. Fazla çalışma ücreti alacağının bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Yine işin niteliğine göre , ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının hüküm altına alınması isabetlidir. Ancak salt husumetli tanık beyanına göre karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı tanığı ..."ın da hesaplamaya konu dönemin tamamında işyerinde çalışması bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple anılan alacağın husumetsiz tanığın davacı ile birlikte çalıştığı sürelerle sınırlı olarak hesaplanarak hüküm altına alınması gereklidir. Zira tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma şekli ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.