12. Ceza Dairesi 2019/3754 E. , 2019/9418 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliğinin
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yürütülen soruşturma evresi sonucunda Aydın Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20/11/2018 tarihli ve 2017/21075 soruşturma, 2018/15332 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Aydın 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/12/2018 tarihli ve 2018/4965 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Dosya kapsamına göre, tedavisi sırasında yanlış iğne uygulaması sonrasında müştekinin bacağında his kaybına neden olduğu iddia edilen şüpheli hakkında, Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı 7. İhtisas Kurulu"nun 06/08/2018 tarihli ve 2353 sayılı raporunda şüphelinin uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğunun, bu nedenle bir kusurunun bulunmadığının belirtilmesi nedeniyle Aydın Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402, esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesinin ancak mahkeme hâkimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hâkimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hâkimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hâkimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, somut olayda Adlî Tıp Genel Kurulu"ndan rapor alınması ile birlikte, 5271 sayılı Kanun"un 67. maddesinin beşinci fıkrası gereğince ilgililerin itirazlarının bildirilmesi için istemde bulunabilmelerini sağlamak üzere söz konusu Adlî Tıp Raporunun tebliğ edilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği, ayrıca müştekinin ayağındaki his kaybı konusunda Yüksek Sağlık Şurası da dahil olmak üzere üniversitelerin tıp fakülteleri veya eğitim veren devlet hastanelerinden de görüş alınarak soruşturmanın buna göre sonuçlandırılmasının gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçeleriyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 20/03/2019 gün ve 94660652-105-09-2264-2019-Kyb sayılı istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/04/2019 gün ve 2019/35088 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikayetçinin 04.09.2017 günü Aydın Devlet Hastanesi acil servisine başvurduğu, muayenesi sonucu akut farenjit tanısı konularak şüpheli hemşire ... tarafından şikayetçiye dikloron intramüsküler enjeksiyon yapıldığı, yapılan iğnenin ardından şikayetçinin bacağında ağrı ve yürüme güçlüğü şikayeti başladığı, tekrar muayene edilerek şikayetinin geçmemesi durumunda fizik tedavi ve nörolojiye muayeneye başvurmasının önerildiği, 12.09.2017 tarihinde yapılan EMG incelemesinde sağda tibial sinirin pröksimalden itibaren akut dönemde aksonal etkilenmesini düşündüren bulgular, 10.05.2018 tarihli EMG raporunda, sağda siyatik sinir hasarı düşünülen olguda tibial innervasyonlu distal kaslarda bir reinnerveasyon süreci varlığı tespit edildiği, müştekinin iğneyi yapan hemşireden şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada; Adli Tıp Kurumu 7.İhtisas Kurulunun 16.08.2018 tarihli raporunda; “Kişiye yapılan tedavinin endikasyonu olduğu, enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği, bu durumun enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durumunda da her türlü özene rağmen gelişebileceği, mevcut tablonun komplikasyon olarak nitelendirildiği, enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil de tanımlanmadığından , tüm bulgular bütün olarak değerlendirildiğinde hemşire Neslihan Özayaz Yıldırım’ın uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu..” şeklinde görüş bildirilen raporun dosya içeriği ve oluş ile uyumlu olduğu, yeniden rapor alınmasının sonuca etkili olmayacağı, şüphelinin üzerine atılı suçu işleyip işlemediğine dair tüm araştırmaların soruşturma sürecinde yerine getirildiği anlaşılmakla, Aydın Cumhuriyet Başsavcılığınca maddi olaya ilişkin delillerin etraflıca araştırılıp, şüpheliye isnad edilebilecek kusur olmadığı gerekçesine dayalı olarak düzenlenen 20.11.2018 tarihli ve 2017/21075 soruşturma, 2018/15332 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Aydın 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 26/12/2018 tarihli ve 2018/4965 değişik iş sayılı kararında dosya kapsamına göre bir isabetsizlik bulunmadığından, bu karara yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, 25.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.