3. Hukuk Dairesi 2013/16383 E. , 2014/349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MADEN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2013
NUMARASI : 2012/43-2013/13
Taraflar arasında görülen Hakem Kurulu Kararına İtiraz davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalının talebi üzerine Maden Tüketici Sorunları Hakem Heyeti tarafından 26.03.2012 tarihinde, kayıp-kaçak bedelinin davalı tüketiciye iadesine karar verildiğini, davalıdan alınan kayıp-kaçak bedelinin EPDK kararları doğrultusunda yasal ve hukuka uygun olduğunu ileri sürerek Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile Maden Tüketici Hakem Heyeti"nin 26.03.2012 tarih 04 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22.maddesi gereğince il ve ilçe merkezlerinde bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kurulmuştur. Değeri beşyüzmilyon liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunludur. Bu kararlar İcra İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı 15 gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.
Somut olayda; davacının talebi, kayıp-kaçak bedelinin davalıya iadesine ilişkin Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının iptaline ilişkindir. Bu talebin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi gereğince tüketici mahkemesince incelenmesi gerekmektedir. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca tüketici mahkemesi tarafından yargılama yapılırken davalının İ.. B.. olduğu dikkate alınarak, davalının 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında tüketici olup olmadığının, tüketici sorunları hakem heyetine başvurma hakkının bulunup bulunmadığının da öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.