3. Hukuk Dairesi 2013/15821 E. , 2014/535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 3.AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2013
NUMARASI : 2012/36-2013/381
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması-artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı (k.davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, aylık 300,00 TL olarak ödenmekte olan yoksulluk nafakasının, davalının sabit gelir getiren bir işte çalışmaya başladığı ve yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle kaldırılması, bu talep kabul görmez ise 100,00 TL"ye indirilmesi talep edilmiş, karşı davada ise, davacının ödediği aylık 300,00 TL"nin ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığı gerekçesiyle aylık 1.000,00 TL"ye çıkarılması istenmiştir.
Mahkemece; davalının (karşı davacının); asgari ücret düzeyinde gelir getiren bir işte çalıştığı, kira ödemediği, babasıyla birlikte ikamet ettiği, bu haliyle yoksulluğunun ortadan kalktığı; davacının (karşı davalının) ise ekonomik durumunun bozulduğu, sabit gelir getiren bir işinin bulunmadığı, nafakayı ödemekte güçlük çektiği gerekçesiyle; davacının davasının kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aynı gerekçelerle nafakanın artırılmasına ilişkin davalının karşı davasının reddine karar verilmiş, hüküm, davalı (karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması; karşı dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 176/3. maddesinde; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın, yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı hükme bağlanmış ancak anılan maddede yoksulluğun hukuksal tanımı yapılmamıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi zorunlu ve gerekli harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.
Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek tespit edilir.
Yoksulluk nafakası; ahlaki ve sosyal düşüncelere dayandığından bilimsel öğretide evlilik birliği içinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı olduğu belirtilmektedir.
Asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması; yoksulluk nafakasının kaldırılmasını olanaklı kılan bir olgu olarak kabul edilemez. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları)
Somut olayda; davalı kadının boşanmadan sonra babasına ait işyerinde çalışmaya başladığı, asgari ücret düzeyinde gelire sahip olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; davalının (karşı davacının) asgari ücret seviyesinde gelirinin bulunmasının yoksulluğu ortadan kaldırmayacağı, yalnızca mali durumda olumlu yönde değişiklik yaratacağı hususu dikkate alınarak, nafaka miktarında indirim yapılması yönünde değerlendirme yapılıp, hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde nafakanın tümden kaldırılması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını nazara alarak nafaka miktarında hakkaniyete uygun bir indirim yapmak olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.