20. Hukuk Dairesi 2017/9212 E. , 2020/655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2012 yılında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 2521 parsel sayılı 17397,06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek beyanlar hanesine "6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, ..."ın kullanımında bulunduğu, üzerindeki ahırın ..."a ait olduğu" yazılıp tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, çekişmeli 2521 parsel sayılı taşınmazın 16/05/2014 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca 13047,80 TL bedelle davalıya satıldığını, ancak ... Kadastro Mahkemesinin 2013/14 - 16 E. K. sayılı dava dosyasının gerekçe kısmında davalının taşınmazın tamamını kullanmadığı ve 2/B uygulamasında yapılan zilyetlik tespitinin tam olarak gerçeği yansıtmadığının belirtildiği, davalının hak sahibi olmadığı anlaşıldığından zilyetlik tespitine göre yapılan satış işleminin iptali amacıyla 2521 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece 1-Davanın kısmen kabulü ile ... ... ... köyü 2521 parsel nolu taşınmazın 23/06/2015 hakim havale tarihli bilirkişi raporunda koordinatları belirtilen ve (A) harfi ile gösterilen 1500 metrekarelik kısmın haricindeki yerlerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılıp 6292 sayılı Kanun uyarınca satışı yapılmış taşınmazda, davalı gerçek kişi adına olan zilyetlik şerhinin ve tapu kaydının iptali amacıyla taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir.
Yörede 1997 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmış olup; 2012 yılında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek-4 maddesi uyarınca 2/B maddesi güncelleme çalışmaları yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü yolunda verilen karar usul ve kanuna uygun değildir. Şöyle ki; bilindiği üzere 31/08/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla kabul
edilerek 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1/a bendinde “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.” hükmü ile, 7/1-b maddesinde “Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz” hükmü düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ile tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşan ve ilgilileri adına tapuya kaydedilen taşınmazlardan nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazlar hakkında verilen tapu iptali ve tescil kararı kesinleşmiş ve infaz edilerek Hazine adına tescil edilmiş olan taşınmazlar, ilgililerinin 2 yıl içinde başvurusu halinde aynı maddenin dördüncü fıkrasındaki şartları taşımamaları halinde yalnızca önceki kayıt maliklerine veya kanunî mirasçılarına iade edilecektir. Şayet, iptaline karar verilip Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmaz, özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına oluşmuş tapu kayıtlarından ise, 6292 sayılı Kanunun 7/1-b maddesi uyarınca önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilebilecektir.
6292 sayılı Kanunun uygulanma esas ve usullerini göstermek üzere çıkarılan 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 5. maddesinde "(1) 2/B alanları kullanıcılarının hak sahibi olabilmesi için;
a) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulan ya da Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca düzenlenecek güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesinde isimlerinin yer alması ve bu kişilerin 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcı ve/veya muhdesat sahibi olduklarının belirtilmesi...,
(2) Kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcı ve/veya muhdesat sahibi oldukları tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilenler de İdarece tebliğ edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmemeleri halinde hak sahibi olarak kabul edilecektir." hükümleri bulunmaktadır.
Yörede 3402 sayılı Kanunun ek 4. maddesi uyarınca yapılan ve sonuçları 07/09/2012 ila 08/10/2012 tarihleri arasında ilan edilen kadastroda çekişme konusu taşınmazın ... oğlu ...’ın kullanımında olduğunun belirlendiği ve 6292 sayılı Kanun uyarınca dava tarihinden önceki bir tarihte, kullanım kadastrosu sırasında hak sahibi olduğu belirlenen gerçek kişiye satılarak 12/06/2014 tarihinde, davalı ... adına tapuya tescil edildiğine, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar
hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte dava açılması gerektiğine, taşınmazı satın alan kişi adına tapuya tescil edilip mülkiyet belirlendikten sonra, şahsi hak niteliğindeki şerhe yönelik olarak açılacak davaların dinlenme olanağı bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.