11. Hukuk Dairesi 2015/12985 E. , 2017/937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/05/2015 tarih ve 2014/44-2015/264 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 18/01/2011 tarihli sözleşmeye binaen davalı ile ... Sebze Hali Tedaş bitişiğinde bulunan taşınmaza muz sarartma tesisinin anahtar teslim yapımı için 150.000,00 TL karşılığında anlaştıklarını, işin teslim süresinin ise sözleşmede 45 gün olarak belirlendiğini, müvekkilinin bu sözleşme hükümleri doğrultusunda şimdiye kadar tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 30.000,00 TL peşin, bakiye kısım için ise farklı keşide tarihli çekler verdiğini, müvekkilinin 150.000,00 TL bedelli sözleşmenin şimdiye kadar 100.000,00 TL"sini davalıya ödediğini, geri kalan 50.000,00 TL için de çekleri davalıya teslim ettiğini, aradan 135 gün geçmiş olmasına rağmen halen sarartma tesisinin davalı tarafça müvekkiline teslim edilmediğini, işin yarıda bırakıldığını, anlaşma hükümlerine aykırı olarak sözleşmede yazılandan daha ucuz, daha kalitesiz ve ayıplı malzeme kullandığını, davalı tarafından şu ana kadar yapılan işin değerinin de bu 100.000,00 TL"lik ödemenin çok altında olduğunu, müvekkilinin zaten şu an itibariyle yapılan iş değerinden fazla bedel ödediğini, davalının sözleşmeyle yapımını üstlendiği tesisin teslim tarihini geciktirdiğini ve böylelikle çeklerin vadesinin gelmesini beklediğini, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu çekler hakkında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili işin yapılmamasının Anamur Belediyesinin işyeri yapılacak taşınmazın bulunduğu sahayı satması, mülkiyeti ... Belediyesine ait olan taşınmaz üzerine davacının hal binası yaptırmasının yasal olarak mümkün olmadığını, davalı şirket olarak müvekkilinin kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, Belediyenin müvekkilinin yaptığı binanın kaldırılmasını talep ettiğini, ancak şu anda ciro edilen dava konusu çekleri kapsar şekilde genel anlamda ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, şayet bir tedbir kararı verilecekse hamilleri etkilememesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunu yerine getirdiği, belediye sahayı satınca davacı tarafından tesisin yapımının durdurulmasının istendiği, sorumluluklarının yerine getirilmemesi için bu yolu seçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davacı ve davalı şirket arasında 18/01/2011 tarihinde akdedilen sözleşme gereğince davalı şirket tarafından 150.000 TL bedel karşılığında muz sarartma tesisi yapımının üstlenildiği, davacının davalıya 30.000,00 TL peşin ödemede bulunduğu, bakiye 120.000,00 TL için davalıya 20.000,00 TL bedelli 6 adet çek keşide edip verdiği, çek bedellerinin davacı tarafından ödendiği, davalının sözleşme gereği yapımını üstlendiği muz sarartma inşaatının arazinin Anamur Belediyesi"ne ait olması nedeniyle Belediye Başkanlığınca yıkıldığı, davalının sözleşmeyle yapımını üstlendiği tesisin süresi içerisinde tamamlanamamasının nedeninin ifa imkansızlığından kaynaklandığı, bu sebeple davacının davalıdan cezai şart talep edemeyeceği, dosyada mevcut uzman inşaat bilirkişileri tarafından hazırlanan 15/01/2015 tarihli raporda; 07.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda şantiye sahasındaki imalatta kullanılmak üzere stoklanmış inşaat malzemesinin ve imalatı yapılmış inşaatın toplam bedelinin 120.000,00 TL olarak belirlendiği, 14.09.2011 tarihli bilirkişi raporunda keşif anında şantiye alanındaki inşai imalatın seviyesi %50 olarak tespit edildiği ve ayrıca şantiye sahasındaki inşaatta kullanılacak malzemeler kalem kalem miktarları da gösterilmek üzere belirtildiği, dava konusu muz sarartma tesisi inşaatının keşif tarihi itibarı ile şantiye alanında yapılmış olan inşai imalat bedelinin 75.000,00 TL olduğu, sarartma tesisi inşasında kullanılacak olan şantiye alanındaki mevcut malzemenin keşif tarihi itibarı ile piyasa değerinin 45.000,00 TL olduğunun bildirildiği, davalının sözleşme kapsamında 120.000,00 TL masraf yapmış olduğu, böylelikle davacının davalıdan 30.000,00 TL alacaklı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava eser sözleşmesinden doğan ve fazla ödendiği iddia edilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan sözleşme ile imalat bedeli 150.000 TL olarak kararlaştırılmıştır. Bu haliyle sözleşmedeki bedel sözleşme tarihi itibarıyla uygulanması gereken 818 sayılı BK 365 maddesinde tanımlanan götürü bedeldir. Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin saptanması yada iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalatın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti ve bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması gerekmektedir. Ayrıca iş mahallinde bulunan ve kullanılmayan malzeme var ise, bu malzeme bedelinin de, işin yapılmayacağının anlaşıldığı tarihteki piyasa rayiçleri dikkate alınarak bedelinin hesaplanması gerekir.
Bu genel ilkeler dikkate alındığında somut olayda mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, yukarıda belirtilen ilkelere göre yapılan işin bedelinin saptanması doğru ise de, iş mahallinde kalan malzeme bakımından değerlendirme doğru olmamıştır. Bu nedenle, inşaat mahallinde bulunan ve inşaatta kullanılmadığı anlaşılan malzemenin davalıda mı ya da davacıda mı kaldığı saptanarak, malzemenin işin yapılmayacağının anlaşıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre bedeli belirlenerek, kısmen yapılan iş bedeline bu malzeme bedelinin eklenip eklenmeyeceği saptanarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.