3. Hukuk Dairesi 2013/15734 E. , 2014/637 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KIZILTEPE 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2009/854-2012/1176
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacılardan Behçet ve Fatma’nın çocuğu, diğer davacıların kardeşi olan Fersende’nin 31.10.2003 tarihinde evlerinin önündeki trafoya elektrik arızasını gidermek için müdahale ettiği sırada elektrik akımı nedeniyle vefat ettiğini, davacılardan Behçet ve Fatma için toplam 2.000 TL ıslah ile 1.797 ve 2.063 TL toplam 3.860 TL maddi tazminatın ve her davacı için ayrı ayrı 150.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı DEDAŞ vekili cevap dilekçesinde, davacıların oğlu Fersende’nin yetkisi olmadığı halde trafoya müdahale etmesi ile kusurlu olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 1.797 TL maddi tazminatın davacı Behçet’e, 2.063 TL maddi tazminatın davacı Fatma’ya dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacılardan Behçet ve Fatma’ya ayrı ayrı 1.000’er TL manevi tazminatın, kardeşleri Pelda, Vedat, Aydın ve Gülda için ayrı ayrı 500’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava konusu olay nedeni ile mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ve talimat ile alınan iki ayrı raporda, davacıların çocuğu Fersende’nin evindeki elektrik arızasını gidermek için trafodaki panoya müdahale etmesinin tamamen kendi dikkatsizliği ve tedbirsizliği sonucu meydana geldiğinden bahisle Fersende’nin %90, davalı DEDAŞ’ın pano kapaklarındaki aksaklığı gidermediği, bakım ve onarımı periyodik yapmadığı için %10 kusurlu olduğu açıklanmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar olmalıdır.
Dava konusu olayda; davacıların 01.01.1994 doğumlu (olay tarihinde 16 yaşında) oğlunun %90 kusurlu olmasına rağmen manevi tazminat yönünden olayın oluş şekli, biçimi, sonucu ve davacılarda yarattığı üzüntü dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olması nedeniyle mahkemece bu yönde kurulan hüküm doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davalı vekilinin temyizi yönünden; ıslah edilen maddi tazminat miktarına 04.07.2012 ıslah tarihinden itibaren yasal faizin işletilmesi gerekirken, 19.11.2009 dava tarihinden itibaren maddi tazminatın tamamının yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi de bozmayıgerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.