Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1440
Karar No: 2015/481
Karar Tarihi: 15.01.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/1440 Esas 2015/481 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/1440 E.  ,  2015/481 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KAYSERİ 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/11/2013
    NUMARASI : 2007/2297-2013/1510

    Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Davacı, kayden paydaşı olduğu 3460 ada 60 parsel sayılı taşınmaz ile 739 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki meskeni diğer paydaşlardan olan davalının haksız kullandığını, ihtar göndermesine rağmen kendisine bir bedel de ödemediğini ileri sürerek son 5 yıl için 2.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 12.05.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile, 736 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu dairenin mirasbırakan Ş..İ.. yerine sehven Ö..Ö.. adına, aynı taşınmazdaki 6 nolu dairenin ise muris adına tescil edildiğini, davalının da 5 nolu daireyi sahiplenip oturduğunu, 6 nolu yeri ise Ö..Ö..’nın tasarrufuna bıraktığını, bildirmiş, 26.06.2013 tarihli ıslah dilekçesinde ise, 736 ada 9 parseli davalının bizzat kullanmayıp, anılan yeri kiraladığını, bu taşınmaz için haksız işgal tazminatı talebini sebepsiz zenginleşme bedeli olarak talep ettiğini açıklamış, son olarak 11.10.2013 tarihli ıslah dilekçesinde ise, ecrimisil talebini her iki taşınmaz için 4.109,36 TL olarak artırmış ve 21.10.2013 tarihinde ıslah harcını da yatırmıştır.
    Davalı, muristen intikal eden dava konusu taşınmazlardaki payını davacıdan haricen satın aldığını, satış bedelini ödemesine rağmen davacının tapu devrine yanaşmadığını, açacağı tapu iptali ve tescil davasının sonucunun beklenmesini, 5 nolu bağımsız bölümü kullandığını, 6 nolu yerle ise ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların taraflar ve dava dışı kişiler arasında paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, uzun yıllardır davalı tarafından bedel ödenmeden kullanıldığı, 26.06.2013 tarihinde davacının davasını ıslah ettiği, HUMK"un 83. maddesi ve HMK. nin 176/2. maddesi uyarınca ancak bir kez ıslah yapılabileceğinden 11.10.2013 tarihli ıslah dilekçesinin dikkate alınamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 3460 ada 20 parsel sayılı taşınmazın davacı, davalı ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, 736 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümün tarafların murisi Ş..İ.. adına, 5 nolu meskenin ise dava dışı Ö.. Ö.. adına kayıtlı bulunduğu, 736 ada 9 parsel bakımından davalı İ.. İ..’in tapu iptali ve tescil isteğiyle açtığı davanın Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2011 tarih, 2008/154 esas, 2011/347 karar sayılı kararı ile harici satışın geçerli olmayıp, miras payının devri sözleşmesinin de usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntem olup; iddia ile savunmanın genişletilmesi yasağının istisnaların biridir. Gerek öğreti gerekse Yargıtay, ıslah yoluyla davanın değiştirebileceğini ve genişletilebileceğini, aynı şekilde savunmanın genişletilebileceğini ilke olarak kabul etmektedir. Aynı yasanın 176/2. maddesinde de, aynı davada, tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği öngörülmüştür.
    Ne varki, somut olayda, yukarıda açıklanan dava dilekçesi ve davacının aşamada vermiş olduğu dilekçe içeriklerinden davanın birden fazla ıslah edilmiş olduğu açıktır. Bu durumda, aynı davada ikinci ıslahın mümkün bulunmadığı ve davacının açacağı yeni bir dava ile alacağına kavuşmasının da imkan dahilinde olduğu gözetilerek davacının dava değerini artırma yönündeki ıslah talebinin kabul edilmemiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davalının temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
    Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
    Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
    Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
    İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
    Somut olayda, mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve olgulara uygun bir araştırma ve inceleme sonucu doğru ecrimisil hesabı yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, davacının talebine göre taşınmazların durumunun belirlenmesi, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, taşınmazların niteliğine uygun ecrimisil hesabının yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi