3. Hukuk Dairesi 2013/15896 E. , 2014/749 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2011
NUMARASI : 2008/325-2011/286
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davacının davalıdan 32 adet fatura nedeniyle alacaklı olduğunu, bu alacak nedeniyle davalı aleyhine yapılan icra takibine davalının hem asıl alacak hem de faiz yönünden haksız ve dayanaksız itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile takip dosyasında davalının 8.055,75 TL"ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynı koşullarla devamına, kabul edilen alacak tutarı üzerinden %40 icra inkar tazminatı tutarı 3.222,30 TL"nin davalıdan tahsiline, davacının kendi defterlerinde kayıtlı alacak tutarını aşar nitelikteki takipte kötüniyetli olduğu sonucuna varılarak reddolunan kısım üzerinden hesaplanan %40 kötüniyet tazminatı tutarı 5.577,70 TL"nin davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu alacak hakkında aldırılan ilk bilirkişi raporu ve ek raporlarında davalının borcunun takip tarihi itibariyle üç adet faturadan dolayı gecikme faizi, KDV ve ÖTV ile birlikte 3.677,24 TL olduğu, davalının takipten sonra ancak iş bu dava öncesi faturalar toplamı 3.187,48 TL ödediği belirtilmiş, hükme esas alınan 21.04.2010 tarihli bilirkişi raporunda davacının takip tarihi itibariyle 8.055,77 TL alacaklı olduğu, takipten sonra ancak dava tarihinden önce davalı tarafından ödenen 3.187,48 TL sonrası bakiye alacağın 4.868,29 TL olduğu belirtilmiş, 04.11.2010 havale tarihli bilirkişi ek raporunda ise, davacının alacağının 8.055,75 TL olduğu, mahkemece virmanlaşma kabul edildiği takdirde davalının davacıya herhangi bir borcunun kalmayacağı görüşü belirtilmiştir.
HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.
Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporları arasında açık çelişki bulunup, bu çelişki giderilmemiştir.
Bu durumda, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulu marifeti ile alınan raporlardaki çelişkileri giderecek ve davacı tarafın itirazlarını da karşılayacak biçimde denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.