17. Ceza Dairesi 2018/2401 E. , 2018/8493 K.
"İçtihat Metni"Karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen 22/02/2018 tarihli ve 2018/20122 soruşturma, 2018/7009 Esas ve 2014955 sayılı iddianamenin iadesine dair Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/02/2018 tarihli ve 2018/104 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 02/03/2018 tarihli ve 2018/304 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı"nca verilen 28/03/2018 tarih ve 94660652-105-34-3847-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 04/04/2018 tarih ve 2018/28493 sayılı ihbarnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
MEZKUR İHBARNAMEDE:
Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nce, "Şüphelinin evindeki elektrik kullanımını gerektiren tüketim ihtiyacının ve kurulu gücün varsa tüketim föyleri de getirtilmek suretiyle tespiti ile teknik açıdan bu tüketim ihtiyacı ve kurulu gücün gereği kullanım miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, uğranılan vergili ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK"nın 83, 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliği"nden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK"nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK"nın 174, 223/8. maddeleri gereğince işlem ifasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması" gerektiğinden bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de,
Karşılıksız yararlanma suçunu işleyen fail hakkında, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı soruşturma tamamlamadan önce gidermesi halinde kamu davası açılmayacağı şeklinde bir düzenleme getirildiği, ancak Cumhuriyet Savcılığı"nca bu hususun faile hatırlatılması ve zararın giderilmesi için süre tanınması gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 174/1-c bendinde iddianamenin iadesi sebebi olarak ön ödemeye veya uzlaşmaya tabi suçlarda, ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin iadesine karar verileceğinin hüküm altına alındığı, bu durumun Cumhuriyet savcısı"na bir yükümlülük getirdiğinde şüphe bulunmadığı, ancak etkin pişmanlık hükümlerinin soruşturma aşamasında uygulanması bakımından Cumhuriyet savcısının şüpheliye bu hususu hatırlatmasının gerekmediği, zira 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 4. maddesinde yer alan “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.” hükmü nazara alındığında, Cumhuriyet savcısının yapacağı araştırmanın sadece zararın giderilip giderilmediği yönünde olacağı, nitekim dosya kapsamına göre müşteki kurumun 19/02/2018 havale tarihli şikayet dilekçesinde şüpheli tarafından tutanağa tahakkuk eden bedelin ödenmediğinin bildirildiği, ayrıca Cumhuriyet Savcılığı tarafından alınan bilirkişi raporunun mahkemeyi bağlamayacağı gibi zarar tespitinin yargılama sırasında ihtiyaç duyulduğunda hakim tarafından yapılacak keşif sonucunda tespit edilmesi gerektiği anlaşıldığından, iddianamenin iadesi kararına yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
İsabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
DOSYA İNCELENEREK GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
“Yeni Türk Ceza Adalet Sistemi”nde benimsenen, “Kişilerin lekelenmeme hakkı” ile “Eksiksiz soruşturma ve tek celsede duruşma” prensipleri uyarınca, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının mâkul sürede bütün delilleri toplamaları, sadece mahkûmiyetle sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları dava konusu yapmaları, beraatle sonuçlanacağını değerlendirdikleri eylemleri dava konusu yapmamaları, yani bir nev"i filtre görevi yapmaları gerekir.
Bu prensiplerin hayata geçirilebilmesi için mevzuatımızda ilk defa, 5271 sayılı CMK’nın 160/2. maddesi hükmü ile; soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcılarına şüphelinin lehine olan delilleri (de) toplama ve şüphelinin haklarını koruma yükümlülüğü getirilmiş, ayrıca; 170. ve 174. madde hükümleri ile de, iddianamenin iadesi kurumuna yer verilmiştir.
Soruşturma evresi uzun sürebilir. Ancak, kovuşturma evresinin yeni bir delil toplanmasına gerek kalmadan ve bir iki celsede bitirilmesi hedeflenmiştir.
Nihayet, 5271 sayılı CMK"nın 174. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi hükmüne göre de "Suçun sübutuna etki edeceği muhakkak olan bir delil toplanmadan" hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen 22/02/2018 tarihli ve 2018/20122 Soruşturma, 2018/7009 Esas, 2014955 sayılı iddianame ve ekleri incelendiğinde; Şikayetçi Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. Vekilinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben hazırlanmış 19/02/2018 havale tarihli şikayet dilekçesinin verildiği, şikayet dilekçesinde şüphelinin ... olarak gösterildiği, şikayet dilekçesi içeriğinde karşılıksız yararlanma suçu nedeniyle meydana gelen kurum zararının belirtilmediği, şikayet dilekçesinde kurum zararına ilişkin “Kaçak elektrik tahakkuku” belgesinin şikayet dilekçesine ek yapıldığı belirtilmiş ise de, bu belgenin şikayet dilekçesi ekinde veya dosya içerisinde bulunmadığı, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısınca şüphelinin savunmasının tespit edilmediği, yine kaçak elektrik kullanılmak suretiyle karşılıksız yararlanma suçunun işlendiği iddia edilen adreste şüphelinin oturup oturmadığına ve kaçak olarak kullanılan elektiğin vergiler dahil cezasız miktarı belirlenmeden iddianame düzenlendiği anlaşılmıştır.
Şüphelinin savunmasının alınması, soruşturma açısından büyük bir öneme haizdir. Şüpheli, lehine olan delilleri, ancak hakkında bir soruşturma yürütüldüğünü öğrendikten sonra, savunması sırasında dile getirebilir. Bu deliller şüpheli tarafından açıklandığında, soruşturma için önem arz etmesi halinde Cumhuriyet Savcısı"nın bu delilleri toplaması görevidir.
Kaldı ki karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK"nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikayetçi kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarının ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz.
Maddede “ ... bahsedilen zarar, vergili ve cezasız miktardır ... Bu durumda Cumhuriyet Savcısı sulh ceza hakiminden keşif yapılıp rapor alınması için talepte bulunmalı ve alınacak rapor sonucunda sanığa ödeme bildiriminde bulunmalıdır.”(F. Balcı/Y. Üyesi – S. Öztürk/Y. Savcısı – Hırsızlık, Karşılıksız Yararlanma ve Yağma Suçları/2017, sayfa: 412).
Yargıtay’ımızın istikrar bulmuş içtihatları da bu yönde olup, gecikme faizi ve benzeri zararlar 168. madde kapsamında değerlendirilemez.(Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 28/02/2018 tarih ve 2018/804 Esas, 2018/1988 Karar, 13. Ceza Dairesinin 17/05/2018 tarih ve 2018/2836 Esas, 2018/7553 Karar, 17. Ceza Dairesi"nin 16.06.2017 tarih ve 2015/18830 Esas ve 2016/9113 Karar sayılı kararlarında olduğu gibi.)
Maddeye göre, ödenmesi halinde diğer şartların da varlığı halinde şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmesi sonucunu doğuracak olan vergili ancak cezasız zarar miktarı gerekirse keşifte yapılmak/yaptırılmak suretiyle tespit edilip, şüphelinin savunması tespit edilip, lehe delil ileri sürmesi halinde bu delillerde toplanıp bu miktarı şikayetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunularak, sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile iddianame düzenlenmiştir.
Bu sebeple iddianamenin iadesi ve itiraz merciince farklı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, (BAKIRKÖY) 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nden kesin olarak verilen, 02/03/2018 gün ve 2018/304 Değişik İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE 04.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.