19. Hukuk Dairesi 2018/1482 E. , 2019/1273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davası hakkında ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen davanın reddine yönelik 14.11.2017 gün, 2015/304 E.-2017/249 K. sayılı hükme karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, onların yokluğunda incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacıların murisi..."in davalı şirkete 01.09.2013 yılında 186.060 kg, 01.09.2014 yılında 115.380 kg toplam 301.440 kg mısır ürünü sattığını , bu satımın kantar fişleri ile sabit olduğunu, köy ve arkadaş çevresinde murisin adının...olarak da bilindiğini, mısır bedelinin davalı tarafından murise ödenmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini ancak ödenmediğini mısır ürününün 2013 ve 2014 yılları piyasa kg değerinin araştırmalara göre 650 TL olduğunu belirterek 2013 yılı 186.060 kg mısır ürün bedeli olan 120.396,00TL ile 2014 yılı 115.380 kg mısır ürün bedeli olan 74.997,00 TL toplam 195.936,00 TL’nin satım tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılar murisi ile aralarında ticari bir ilişki olmadığını, bu yönde bir sözleşme ve mısır ürününün davalı şirketce satın alındığına dair müstahsil makbuzu ya da teslim tesellüme dair irsaliye makbuzunun olmadığını, davacıların murisi..."e ait olduğunu iddia ettikleri mal sahibi olarak..."in belirtildiği 2013 yılına ait 7 adet, 2014 yılına ait 6 adet davalı şirkete ait kantar fişlerinin sadece davalı şirkete ait kantarlarda tartım sonucu verilen belge olup tartım sonrası ürün sahiplerince kendi depolarına veya bir başka tüccara satılması halinde ise karşılığında teslim tesellüme dair irsaliye ve müstahsil makbuzu tabir edilen makbuz ve faturaların alınmasının teamül gereği olduğunu, bu anlamda bir belge ibraz etmediğini ve kantar fişine istinaden açılan alacak davasının haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davada miktar itibariyle HMK 200.madde amir hükmüne göre senetle ispat zorunluluğu bulunduğu ve ispat yükünün davacılar üzerinde olduğu, davacılar tarafından sunulan kantar fişlerinin senet niteliğini haiz bir belge olmayıp, taraflar arasında ticari satım ilişkisi bulunduğunu ispata yeter nitelikte olmadığı, davalı ticari defterlerinde davacılar murisine ilişkin kayda rastlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davalı şirketin ticari defterlerinde, davalının murisinden satın alınmış bir mal kaydının bulunmadığı, davacı tanığının davalı firmanının mal satın almadan da tartım yapıldığı ve davalı firmanın tarttığı malı satın alması halinde irsaliye düzenlediği şeklindeki beyanı karşısında satıldığı iddia edilen ürünlere ilişkin irsaliyenin davacılar tarafından ibraz edilmediği, mal tesliminin yazılı belge ile ispatının gerektiği kantar fişlerinin mal teslimini ispat için yeterli olmadığı, yine davacının açıkça yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6102 sayılı TTK 2.maddesi’’(1) Kanunda aksine bir hüküm yoksa, ticari örf ve adet olarak kabul edildiği belirlenmedikçe, teamül, mahkemenin yargısına esas olamaz. Ancak, irade açıklamalarının yorumunda teamüller de dikkate alınır.(2) Bir bölgeye veya bir ticaret dalına özgü ticari örf ve adetler genel olanlara üstün tutulur. İlgililer aynı bölgede değillerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmedikçe, ifa yerindeki ticari örf ve adet uygulanır.(3) Ticari örf ve adet, tacir sıfatını haiz bulunmayanlar hakkında ancak onlar tarafından bilindiği veya bilinmesi gerektiği takdirde uygulanır.’’ hükmüne amirdir.
Davacılar vekili tahkikat sırasında ... bölgesindeki mısır satışları ile ilgili ticari örf ve adetlerine dayanmış ve bu hususun araştırılmasını 19.10.2017 tarihli dilekçesi ile mısır üreticisinin ürününü tartan mısır alıcısı tüccarın tartım nedeniyle üretici satıcıya kantar fişi vermiş olmasının ürünün satımının yapılarak alıcıya teslim edildiği hususunda ticari örf ve adet olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması istenmiş olup, mahkemece bu hususun bölge ziraat odası, ticaret odası ve ticaret borsasından sorularak araştırılması gerekirken bu husus nazara alınmaksızın eksik tahkikatla verilen karar doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, dosyanın ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... BAM 9. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 28/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.