3. Hukuk Dairesi 2013/16134 E. , 2014/825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 13.SULH HUKUK MAHKEMESİ (KAPATILAN ÜMRANİYE 3.SHM)
TARİHİ : 31/03/2011
NUMARASI : 2010/879-2011/453
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili idarenin 5.140,80 TL havza koruma bedeli, 322,63 TL kanal katılım bedeli olmak üzere toplam 5.463,43 TL"den 1.379,50 TL"lik ödemeden sonra bakiye kalan 4.083,93 TL ve 23,60 TL açma kapama bedeli,1.059,84 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 5.167,37 TL alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine Ümraniye 3.İcra Müdürlüğünün 2010/5349 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğinden itirazın iptaline, takibin devamına, %40"dan aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın havza koruma bedelinden kaynaklanmış olup, idari yargının (İstanbul Vergi Mahkemesi) görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; sözkonusu davanın idari yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıdan olan alacağına ilişkin takibe vaki itirazın iptali talebinde bulunmuştur. Davacı İSKİ kamu hizmeti gören bir kuruluş olup, yaptığı hizmette tekel niteliğindedir. Davacı İ.. M.., bir kamu kurumudur ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlıdır. Davacı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları altında yapmaktadır. TTK’nın 18.maddesinde (6102 s. TTK m. 16) kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir.
Davacı İ.. M..’nün Kuruluşu Hakkındaki 2560 Sayılı Kanunda bu kurumun genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği açıklandığına göre, bu kuruluşun özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, davacı İSKİ"nin bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı; ancak çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı benimsenmelidir. Taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesinde idare hukukunu ilgilendiren bir idari işlem ve tasarruf da söz konusu değildir. Her iki taraf arasındaki ilişki özel hukuk hükümlerine tabi ve özel hukuku ilgilendiren işlemlerdir.
Öte yandan, davalı şirket de, özel hukuk hükümlerine tabi bir ticaret şirkettir. Gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri aleyhine idari yargı yerinde dava açılmasının yasal olarak mümkün değildir. İdari yargının konusu, idari makamların İdare Hukuku alanındaki faaliyetlerinden doğan idari uyuşmazlık ve davalar olup, Kamu Hukuku alanına yönelik işlemler uyuşmazlık konusu olmakta ve incelenmektedir. Bu nedenle, davalı şirket yönünden de yargı yolu itibarıyla görevsizlik kararı verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, yargılamaya devam edilmesi, taraflardan delilleri sorulup saptanması, gösterilecek delillerin toplanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.