Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5077
Karar No: 2016/5439
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/5077 Esas 2016/5439 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/5077 E.  ,  2016/5439 K.
"İçtihat Metni"


Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, Feri Müdahil ve davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının 31.01.1993 - 15.12.2005 tarihleri arasında davalı işverenin yanında kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı Şti"ye ait sicil numaralı işyerinde 01.02.1993 - 15.12.2005 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 4551 gün çalıştığı, 4551 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; ihtilaflı dönemde . Şti. isimli işverene ait sicil numaralı işyerinden davacı adına 20.01.1993 - 31.01.1993 tarihleri arasında 10 günlük çalışmanın bildirildiği, Şti.nin kurucu ortağının ve yetkilisinin olduğu, bu şirketin tasfiye edilerek 10.04.2003 tarihinde sicilden terkin edildiği, "ın 13.11.1991 tarihinde sicile tescil edilen . Şti.’ nin de kurucu ortağı ve şirket müdürü olduğu, 08.10.2003 tarihinde sicile tescil edilen . A.Ş.’nin de yönetim kurulu başkanı olduğu, buna göre adı geçen şirketler arasında organik bağ bulunduğunun anlaşıldığı, davacının 01.06.1996 tarihinde doğum yaptığı, davalı şirketin kaşesi ve yetkilisinin imzası bulunan çeşitli kurum ve kuruluşlara hitaben yazılan yazılarda, davacının davalı şirketin Bölge Müdürlüğü görevini yürüttüğünün belirtildiği, davacının davalı şirket adına 09.03.2004 - 18.04.2005 tarihleri arasında satış sözleşmeleri düzenlediği, davacının çalışmalarının geçtiği ve davalı işyerinin adresi olduğunu belirttiği, adresindeki vergi mükellefleri listesinde davacının eşinin adının vergi mükellefleri arasında yer aldığı, davalı şirketin adının yer almadğı görülmektedir.
.../...

Somut olayda; davacı tanıklarının, dava konusu dönemde davacının çalıştığını belirtmelerine rağmen, davalı tanıklarının davacının kesintisiz şekilde çalışmadığını, ihtilaflı dönemde başka yerde de çalışmaları olduğunu beyan ettikleri, buna rağmen davacının çalıştığı her bir işyeri ve açık adresi açıklattırılarak, bu işyerlerinin dönem bordroları getirtilerek ve/veya bu yerlerden resen komşu işyeri tanığı araştırılarak tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği, Bursa’daki işyerinin davacının eşi adına vergi kaydı olması karşısında bu dönem yönünden işverenin kim olduğunun araştırılmadığı buna göre eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği görülmüştür.
Öte yandan, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen fıkrada, 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi hariç olmak üzere dava açılmadan önce Kuruma başvurulmasının zorunlu olduğu, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. 6552 sayılı Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında sunulan kanun teklif gerekçesinde 54. maddede 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatı uygulamasından kaynaklanan davalarda, dava açılmadan önce Kuruma müracaat şartı getirildiği ve yargı yoluna başvurulmadan önce idari aşamada uyuşmazlıkların çözümlenmesinin amaçlandığı, diğer taraftan hizmet akdi nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile sigortalılar tarafından işveren aleyhine açılan davalarda dava, Sosyal Güvenlik Kurumuna re"sen ihbar edilerek Kurumun bu davalarda artık davalı taraf olmaktan çıkarılması, ihbar üzerine davaya davalı yanında fer"i müdahil olarak katılması, davalı taraf başvurmasa dahi kanun yollarına başvurabilmesinin hedeflendiği belirtildikten sonra, Kurum bu davada taraf olmayıp fer’i müdahil olacağı için dava sonucu verilen kararda Kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmolunmayacağı ifade edilmiştir. Kanun teklifinde “7 nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü Geçici 3. madde olarak öngörülmüşken Kanunun TBMM tarafından kabulü aşamasında anılan maddeye yer verilmemiştir. Şu durumda, 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalarda da bu maddenin uygulanacağına dair bir geçiş hükmüne kanunda yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Davanın 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açıldığı, daha sonra yürürlüğe giren Kanunun konuya ilişkin geçiş hükmü içermediği ve hatta kanunun Mecliste görüşülmesi aşamasında bu yöne ilişkin düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmediğinin anlaşılması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açıktır.
Yapılacak iş, Kurumun iş bu davada feri müdahil değil davalı olduğunu kabul etmek, ondan sonra davacının çalışmalarının geçtiğini iddia ettiği davalı işverene ait her bir işyeri ve açık adresi ile hangi dönemde hangi işyerinde çalıştığını açıklattırmak, Bursa’daki işyerinin davacının eşi adına vergi kaydı olması karşısında bu dönem yönünden işverenin kim olduğunu araştırmak, her bir işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını getirtmek ve bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerlerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışmalarda kesinti olup olmadığını buna göre hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediğini tartışmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, feri müdahil Kurum işe davalı işverenlerin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalılara iadesine, 29.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi