20. Hukuk Dairesi 2015/15653 E. , 2017/3597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 10.04.2002 tarihli dilekçesinde, miras yoluyla intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak .... köyü (yeni adı ... köyü) 1690 ve 1787 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 1690 sayılı parsel hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, 1787 parsel hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hükmün kabulüne ilişkin bölümü davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.03.2005 tarih ve 2005/1597 - 2097 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında; "...5814 m² yüzölçümüne sahip 1787 sayılı parselin kadastro tutanağında, dava dışı 1773, 1774 ve 1775 sayılı parsellere uygulanan 11.03.1964 tarih, 60 ve sair geldilerinde yazılı tapu kayıtlarının miktar fazlası olması nedeniyle 1691, 1692, 1693, 1694, 1695, 1697 ve 1787 sayılı parseller kayıt fazlası olarak ... adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Kadastro tutanağında, esas numarası belirtilen dava dışı diğer parsellere ait kadastro tutanakları getirilmemiştir. Tespit sırasında nazara alınan yukarıda tarih ve sayısı yazılı davacının babası ... adına kayıtlı tapu kaydının dava konusu taşınmaz yönü orman yazılıdır. Orman idaresinin karşılık yazısındaki bilgilere göre, bu yerde yetkili orman kadastro komisyonlarınca orman sınırlama çalışmaları yapılmamıştır. Orman sınırı içeren bir kayıt miktarı ile geçerlidir. Miktar fazlası olan yerin kayıtta yazılı ormandan elde edildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda; mahkemece dava dışı parsellere ait kadastro tutanakları getirilmediği gibi, dava konusu yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı da gereği gibi araştırılıp belirlenmemiştir. Her ne kadar ormancı bilirkişi bu yerin orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmiş ise de yapılan inceleme yetersizdir. Dava dışı parsellere ait kadastro tutanakları ile memleket haritası ve hava fotoğraflarının getirtilip dosya arasına konulması, davacının babası adına kayıtlı dayanak tapu kaydındaki miktar kadar yerin tespit edilmediğinin araştırılıp belirlenmesi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp değerlendirilmesi, davacının orman sınırı içeren tapu kaydıyla bağlı olduğu ve zilyetlik yönünden tanıkların beyanlarının yeterli olmadığı gözönünde tutularak yeniden bilgilerine başvurulmak suretiyle zilyetliğin başlangıcı, süresi ve niteliğinin kendilerinden sorulup belirlenmesi, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekir"" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, 1787 ve 1690 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına fındık bahçesi vasfıyla tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamış, genel arazi kadastrosu ise 1995 yılında ilân edilerek kesinleşmiştir.
1) Dava konusu 1787 parsel sayılı taşınmaz yönünden, dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı ve davacı tarafından kullanılan fındık bahçesi vasfında olduğu anlaşılmakla, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Dava konusu 1690 sayılı parsel yönünden ise mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır, şöyle ki; davacı 1690 parsel sayılı taşınmaz yönünden davasından feragat ettiğinden davasının reddine karar verilmiş olup, davalı ... tarafından hüküm kabule ilişkin 1787 sayılı parsel yönünden temyiz edilmiş ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş ise de bu bozma kararı 1787 sayılı parsele ilişkin olduğundan, mahkemenin 1690 parsel sayılı taşınmaza yönelik feragat nedeniyle ret kararı artık kesinleştiğinden davacının davasının bu parsel yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin 1787 parsel yönünden temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu kısım yönünden ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, ... vekilinin 1690 parsel yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu kısım yönünden BOZULMASINA 25/04/2017 günü oy birliği ile karar verildi.