3. Hukuk Dairesi 2020/2838 E. , 2021/1773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen itirazın iptali davalarının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılara ait iş yerinde 18/09/2014 tarihinde yapılan incelemede, atıksu abonesi olmadan usulsüz atıksu deşarj edildiğinin tespit edildiğini, hesaplamanın tarifeler yönetmeliğinin yürürlüğe girip yayımlandığı 26/03/2008 tarihi itibariyle yapıldığını, tahakkuk eden alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine takip başlatıldığını ancak takibin itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, birleşen davada ise; davalılara ait iş yerinde yine aynı tarihte yapılan incelemede, abone şube hattından, galeri içinden sayaçtan önce bağlantı yapılarak kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini, hesaplamanın ilk kartlı sayaç takılış tarihi olan 06/08/2011 tarihi itibariyle yapıldığını, tahakkuk eden alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine takip başlatıldığını ancak takibin itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalılar; kaçak su kullanıldığı iddia edilen taşınmazın, ... 20 Villa Sitesi içerisinde olduğunu, sitede bulunan 20 bağımsız bölüm için site yönetimi adına
tek su sayacı ve dolayısıyla tek fiyatlandırma söz konusu olduğunu, bu fiyatlandırmanın site yöneticisi tarafından site sakinlerine yansıtıldığı ve sakinler tarafından düzenli olarak ödendiğini, sitede yıllardır kuyu suyu kullanıldığını, kaçak veya usulsüz kullanımlarının olmadığını, bunun yanında tahakkukun da hatalı yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; 20/03/2017 tarihli rapor ve 06/11/2017 tarihli ek rapor içeriği ile davalıların atıksu deşarjı ve kaçak su kullanımının bulunmadığının teknik ve fiili yönden yapılan değerlendirme ile ortaya konulduğu, davalıların tazminat sorumluluğunu doğuracak şekilde iddia olunan fiilleri işlemedikleri yönünde kanaat edinildiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; birleşen dava yönünden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl dava yönünden; dosya kapsamı ve mevcut delil durumu değerlendirildiğinde, usulsüz atıksu deşarj edildiği kanaatine varıldığı belirtilerek; ilk derece mahkemesince verilen kararın asıl dava yönünden kaldırılmasına, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, Ankara 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/21224 sayılı dosyasında davalıların 92,09 TL asıl alacak, 15,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 107,22 TL için itirazlarının iptali ile takipten itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiziyle birlikte takibin devamına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince:
Dava; kaçak su kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen bedelin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/478 E. 2016/293 K. sayılı emsal dosyasında, 12/04/2016 tarihinde yapılan keşfin ardından alınan bilirkişi raporunda; kaçak su bağlantısının yapıldığı iddia edilen yerin, siteye ait makine dairesinin bulunduğu bölümde, duvardan yol altına giden bir galeri içerisinden, sitenin ana sayacına gelmekte olan şebeke hattında bulunan “T” bağlantı olduğu, buradan zaman zaman hortum bağlanarak depoya su doldurulmasının güç olduğu, işin zorluğu bakımından devamlı yapılabilecek bir eylem niteliğinde bulunmadığı, abone olunmaksızın atık su deşarjı nedeniyle ayrı bir dava açıldığı bu nedenle davaya konu dönemde kaçak su kullanımının olamayacağı belirtilmiştir.
ASKİ Tarifeler ve Abone Hizmetleri Yönetmeliğinin 28. maddesinde, hangi fiillerin kaçak su kullanımı oluşturacağı ve kaçak su kullanımının tespiti halinde tahakkukun nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; “İdarenin tasarrufundaki yeraltı veya yerüstü su kaynaklarından, tesislerinden, su taşıyan boru hatlarından, şube yolundan abone olmaksızın ya da abone olduğu halde kayıt dışı sayaçla, kayıtlı sayacı işletmeyecek şekilde ya da sayaçsız olarak her hangi bir teknik düzenekle su alma işi kaçak su kullanımı olup, bu şekilde su kullanan kişilerin kaçak su kullanımları tutanakla tespit edilir ve kaçak su kullanımı engellenir.”
Somut olayda; davaya konu 18/09/2014 tarihli kaçak su kullanma tutanağı ile abone şube hattına sayaçtan önce “T” bağlantı yaparak su kullanıldığı tespit edilmiş, buna ilişkin fotoğraflar çekilmiş, bu durum emsal dosyada mahkemece yapılan keşif neticesinde de tespit edilmiştir. Bu durumda gerçekleşen eylemin yukarıda anılan yönetmelik hükmü gereğince kaçak su kullanımı oluşturduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, hükme esas alınan emsal davada verilen karar, Dairece verilen 24/05/2018 tarihli ve 2016/16017 E., 2018/5772 K. sayılı ilamla aynı gerekçe bozulmuştur.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; birleşen davada, davalıların fiilinin kaçak su kullanımını oluşturduğu göz önünde bulundurularak, dosyanın yeniden oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile tutanak tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ve tarife hükümleri çerçevesinde, tahakkuk edecek bedelin tespiti ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesinin birleşen davaya yönelik kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan HMK"nın 370/1 maddesi uyarınca işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesinin birleşen davaya ilişkin kararının kaldırılmasına, aynı Kanun"un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin birleşen davaya ilişkin kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.