Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2589
Karar No: 2020/689
Karar Tarihi: 10.02.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/2589 Esas 2020/689 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2019/2589 E.  ,  2020/689 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Zonguldak 1. İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    K A R A R

    A) Davacının İstemi :
    Davacı vekili, davacının eşi olan ..."nin davalı ..."ya ait işyerinde çalışmakta iken 20/09/2013 tarihinde iş kazası geçirdiğini ve kafa kısmından yaralandığını, tedavilere rağmen iyileşemeyerek 08/09/2015 tarihinde vefat ettiğini, kazanın davalının işyerinde iş emniyetini sağlayıcı önlemleri almamasından kaynaklandığını, davalının tam kusurlu olduğunu belirterek, murisin ölümünün iş kazası sonucu meydana geldiğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalıların Cevabı :
    Davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu vekili, davanın zamanaşımına uğradığını ve mükerrer dava açıldığını, müteveffanın maruz kaldığı olayın iş kazası olmadığını, ölümün olayla ilgisi bulunmadığını, iş kazası ile ölüm olayı arasındaki illiyet bağının kanıtlanması gerektiğini, dava konusu olayda davalının kusuru bulunmadığını, kusurun tamamının dikkatsiz ve tedbirsiz çalışan müteveffa işçide olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Dahili davalı ... vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın yasal sürede açılmadığını, zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, dava açılmadan önce Kurum"a başvuru zorunluluğu bulunduğunu, sigortalının davalı ... Karadon Müessesesi Gelik İşletmesinde yer altı maden ocağında pano ayak üretim işçisi olarak çalışmakta iken 20/09/2013 tarihinde iş kazası geçirdiğini, 04/12/2013 tarihinde Kurum"dan maluliyetinin tespitini ve aylık bağlanmasını talep ettiğini, Kurumca iş kazası işlemleri yapılırken 08/09/2015 tarihinde vefat ettiğini, iş kazası tespit işlemlerinin sonucu beklenmeden bu davanın açıldığını, uyuşmazlığa Kurum"un yol açmadığını belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    C) İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    İlk Derece Mahkemesi tarafından, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun 18/04/2018 tarihli raporu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 30/07/2018 tarih 3068 sayılı raporu ve tüm dosya kapsamı ile birlikte davacı murisi eşin 20/09/2013 tarihli iş kazası sonucu yaralanması ile 08/09/2015 tarihinde gerçekleşen ölümü arasında illiyet bağı kurulamadığı değerlendirmesi üzerine davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacılar murisi sigortalının 20/09/2013 tarihinde davalı işyerinde çalışırken kafasına taş düşmesiyle yaralandığı, bu şekilde iş kazasına maruz kaldığı, devamında Kurum"a başvurarak kaza nedeniyle maluliyet durumunun tespiti için talepte bulunduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tahkikata başlandığı, tahkikat devam ederken sigortalının 08/09/2015 tarihinde vefat ettiği, Sosyal Güvenlik Ankara İl Müdürlüğü"ne bağlı Kocatepe Merkezi"nin 20/04/2017 tarihli raporunda, sigortalının ölümü ile iş kazası arasında illiyet bağı kurulamadığı ve ölümün 20/09/2013 tarihli iş kazasına bağlı olmadığının belirtildiği, davacı tarafın itirazı üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu"nun 18/04/2018 tarihli kararında sigortalının 08/09/2015 tarihli ölümü ile 20/09/2013 tarihli iş kazası arasında illiyet bağı kurulamadığından ölümün iş kazasına bağlı olmadığının belirtildiği, nihayet Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi"nin 30/07/2018 tarihli raporunda, sigortalının ölümünün fungal beyin apsesi ve gelişen komplikasyonları sonucu meydana geldiği ve 20/09/2013 tarihinde maruz kaldığı iş kazası sonucu kafasına taş düşmesi nedeniyle başında kesiye neden olan yaralanması ile 08/09/2015"te fungal beyin apsesi ve gelişen komplikasyonları sonucu ölümü arasında illiyet bağı bulunmadığına oybirliğiyle karar verildiğinin mütalaa edildiği, özellikle Adli Tıp raporunda, sigortalının iş kazası tarihinden itibaren geçirdiği tüm tıbbi aşamaların, gördüğü tedavilerin, yapılan cerrahi ve medikal müdahalelerin ve neticede ölüme yol açan tıbbi durum ve komplikasyonların tek tek belirtildiği, sigortalının davalı işyerine iş müracaatında aldığı 2008 yılındaki sağlık raporunun dahi değerlendirildiği, bu haliyle tüm sürecin tıbben tartışılıp değerlendirildiğinin sabit olduğu görüldüğünden, iş kazası ile ölüm olayı arasında illiyet bağı kurulamaması nedeniyle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı isabetli bulunduğu ifade edilerek, HMK"nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacı tarafa ait istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    E) Temyiz Talebi :
    Davacı vekili, müteveffanın 20/09/2013 tarihinde maruz kaldığı iş kazası ile başlayan rahatsızlıklarıyla sağlık sorununun ortaya çıktığını, iş kazası öncesi hiçbir sağlık sorununun bulunmadığını, sağlık kurulu raporlarının yetersiz olduğunu ve itiraz konusu hususların karşılanmadığını, beyin apsesinin travma veya cerrahi girişimlerin komplikasyonu olarak ortaya çıkabildiğini, dava konusu iş kazasının travma nedeni olarak değerlendirilmemesinin eksik ve hatalı olduğunu, iş kazasına bağlı tedavi sürecindeki tıbbi müdahalelerin beyin apsesine neden olup olamayacağının incelenmediğini, illiyet bağı araştırmasının yeterince yapıldığını, müteveffanın kaza öncesinde hiç bir sağlık sorunu bulunmadığını, tıbbi değerlendirmenin ve mütalaa sonucunun hatalı olduğunu belirterek, müvekkili lehine bozmaya karar verilmesini talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    Dava, iş kazası ile ölüm olayı arasındaki illiyet bağının ve ölümün iş kazasına bağlı olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
    Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.”
    Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
    Somut olayda, Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kurul raporu ile Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas kurul raporları arasında çelişki bulunmasa dahi, davacının eşi ..."nin davalı ..."ya ait işyerinde çalışırken 20/09/2013 tarihinde iş kazası geçirdiği, kafa kısmında yaralanmanın söz konusu olduğu ve istirahat raporunun verildiği; alınan Adli Tıp Kurumu raporunda özetlendiği gibi iş kazasından önce alınan 16/02/2008 tarihli işe müracaat için sağlık kurulu raporunda davacıda ölüme sebep olan hastalıkla ilgili herhangi bir rahatsızlığın bulunmadığı, 21 ve 23 Eylül 2013 tarihinde hastaneye giden kazalının daha sonra 26/11/2013 tarihinde ağızda uyuşma ve kasılma şikayetleri ile Nöroloji serviside muayene edildiği ve özgeçmişinde kafa travması, epilepsi, SVH, gastrit hastalıklarının yazılı olduğu, akabinde 12/12/2013 - 30/12/2013 yatış tarihli İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanlığı raporuna göre dudakta seyirme ve uyuşma, nöbet geçirme, bilinç kaybı, konuşma bozukluğu ve sonrasında konuşmanın tamamen kesilmesi şikayetlerinin bulunduğu, 30/12/2013 – 15/01/2014 yatış tarihli epikriz raporunda kas gücü kaybı ve yürüyememe, 15/01/2014 – 01/10/2014 yatış tarihli raporda sol hemisferik mantar enfeksiyonu, abse gibi tespitler ile evde bakılmak üzere transfere alınma, 05/02/2014 tarihli beyin apsesi nedeniyle ameliyet yapıldığı, sonrasında 08/09/2015 tarihinde fungal beyin apsesi ve gelişen komplikasyonlara sonucunda ölümün gerçekleştiği tespitlerinin yapıldığı; bu kapsamda kaza tarihinden ölüm tarihine kadar tedavinin sürdüğü ve şikayetlerin artarak devam ettiği anlaşılmakla, iş kazası yaralanması ile ölüm arasındaki illiyet bağının incelenmesi yönünden tereddüte yer vermeyecek mahiyette ayrıntılı inceleme yapılması amacıyla Adli Tıp Kurumu ikinci üst kurulundan rapor alınması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi bozma sebebi olarak görülmüştür.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G) Sonuç :
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 10/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi