3. Hukuk Dairesi 2020/11787 E. , 2021/6213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; “... Evleri Satış Sözleşmesi” ile davalıdan ... ilçesi ... ada ... parselde yapılacak olan A-5 Blok, 25 numaralı daireyi satın aldığını, davalı tarafından verilen ilanlarda, satış maketlerinde ve planlarda basketbol sahaları, tenis sahaları, çocuk oyun alanları, büfe, çocuk kulübü, personel yeri, otoparklar, yüzme havuzları, jimnastik salonu, kaffe ve diğer peyzaj ve sosyal alanların etrafı çevrili site içinde gösterildiğini, ancak yapılan araştırma sonucunda da bu sosyal tesislerin kamuya ait arazi içerisinde bulunduğunun anlaşıldığını, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini, bu durumun eksik ve ayıplı işler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, açıklanan nedenle konutunun değer kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00TL bedel indirimi ve tazminatın 01.10.2002 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28/08/2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 22.030,00TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verildiği 15.12.2013 tarihli hükmün, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 05.06.2015 tarih, 2014/28049 E.- 2015/18859 K. sayılı ilamı ile; dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusu olup, davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilerek mahkemece işin esası incelenerek ve taraf delilleri değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 10.016,20TL’nin 01.10.2002 tarihinden itibaren değişken oranlardaki reeskont faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya iadesine, fazlaya dair taleplerin reddine karar verildiği 20.11.2018 tarihli hükmün, taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 29.04.2019 tarih, 2019/1478 E.- 2019/5306 K. sayılı ilamı ile; davalının temyiz itirazlarının reddi gerektiği belirtilerek, bilirkişilerin yaptığı ve mahkemece de kabul edilen hesaplamanın Dairenin benimsediği nispi metoda uygun olmadığı belirtilerek nispi metoda göre hesaplanan değer azalmasının belirlenerek ve aleyhe bozma yasağı hususu da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan son yargılamada davanın kabulü ile 5.000,00TL"nin dava tarihi olan 17/01/2011 tarihinden 17.030,00TL"nin ise ıslah tarihi olan 28/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, satın aldığı taşınmazdaki eksik işler nedeniyle taşınmazda oluşan değer kaybı bedelinin teslim tarihi olan 01.10.2002"den itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini istemiş; mahkemece, 5.000,00TL"nin dava tarihi olan 17/01/2011 tarihinden 17.030,00 TL"nin ise ıslah tarihi olan 28/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, eksik ifa nedeniyle oluşan değer kaybına ilişkin hükmedilen alacağa, teslim tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "Davacının davasının KABULÜ ile 5.000,00 TL nin dava tarihi olan 17/01/2011 tarihinden 17.030,00 TL nin ise ıslah tarihi olan 28/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine," ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine "Davacının davasının KABULÜ ile 22.030,00TL"nin 01.10.2002 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine," ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.