3. Hukuk Dairesi 2013/20270 E. , 2014/1180 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2012
NUMARASI : 2011/1059-2012/966
Taraflar arasında görülen nişanın bozulmasından doğan hediyelerin iadesi ve tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı-(k.davalı) ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı-k.davalı vekili dilekçesinde; davacı ile davalı Yasemin arasındaki nişanın davalının güvensiz hareketleri nedeniyle bozulduğunu, davalıya verilen hediyelerin iade edilmediğini belirterek, hediyelerin aynen iadesine, aynen olmadığı takdirde bedeli olan 6.000 TL"nin davalılardan müteselsilen tahsiline, TMK"nun 120. maddesi gereğince 2.000 TL maddi tazminatın davalı Yasemin"den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile nişan merasimi gideri olarak 2.000 TL"nin davalı Yasemin"den, 80 gram altın setin 8.040 TL, 4 gram altın söz yüzüğü 402 TL, 4 gram altın nişan yüzüğü 402 TL"nin mevcutsa aynen, olmadığı takdirde bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı-k.davacılar dilekçelerinde; davacı erkek tarafın haksız ve sebepsiz yere nişanı bozduklarını, davacı tarafın takılan takıları yalan söyleyerek aldıklarını ve nişanı bozduklarını, davacı tarafın nişan yüzüklerini iade etmediğinden kendilerinin de nişan yüzüğünü iade etmediklerini, ancak iadeye hazır olduklarını belirterek hediyeler yönünden açılan davanın reddini, davacı tarafın kusurlu davranışları nedeniyle nişan bozulduğundan maddi tazminat talebinin reddini savunmuşlar, nişanın bozulmasında davacı tarafın kusurlu olmasından dolayı evlenme amacıyla yaptıkları 6.000 TL tazminatın davacı Fatih ve davalı Battal"dan tahsili ile davalı-karşı davacı Y.. K.."ya verilmesine, nişanın bozulması nedeniyle TMK"nun 121. maddesi gereğince kişilik hakları saldırıya uğrayan ve ayrıca TMK"nun 23, 24, 25.maddeleri gereğince kişilik hakları saldırıya uğrayan Yasemin lehine toplam 10.000 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalı Fatih ve davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacı-karşı davalı Fatih tarafından açılan dava yönünden;
Nişanın bozulmasında davacı Fatih"in tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı Fatih tarafından açılan maddi tazminat talebinin reddine, nişan hediyelerinin (takılar dışındakilerin) mutat eşya olduğu gerekçesiyle davalı Yasin yönünden husumet nedeni ile, davalı Yasemin yönünden esastan reddine, gerdanlık, bilezik ve küpeden oluşan 80 gr.ağırlığında 8.040 TL bedelli set takımı ve 4 gr. 402 TL bedelli söz yüzüğünün mevcutsa aynen olmadığı takdirde bedelleri toplamı 8.442 TL"nin davalı Yasemin"den tahsiline, 4 gr. 402 TL bedelli nişan yüzüğünün mutat olduğu gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine, davalı Yasin yönünden açılan davanın husumet nedeni ile reddine
Davalı karşı davacılar tarafından açılan dava yönünden;
1-Kiğılı marka takım elbise, ayakkabı, terlik ve traş bakım setinin davacılara teslim edilmesi gerekçesiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, nişan hediyelerinin mutat eşya olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı Fatih yönünden reddine, davalı Battal yönünden husumet nedeni ile reddine, 400 TL değerindeki alyansın mutat eşya olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı Fatih yönünden reddine, davalı Battal yönünden husumet nedeni ile reddine, nişan için yapılan yemek masrafının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı-karşı davalı Fatih yönünden reddine, davalı Battal yönünden husumet nedeniyle reddine,
2- Davacı karşı davalı Fatih"in hiç bir gerekçe göstermeden nişanı bozduğu, daha sonra çevreye davalı Yasemin"in başka birisi ile görüştüğünden nişanı bozduğunu söylediğini, davalı Yasemin"in nişandan önce komşusunun oğlu ile internet üzerinden yazışma yaptığını Fatih"in bildiğini, bu olayı önemsemediğini, ancak nişanı bozduktan sonra kendini haklı göstermek için bu durumu ortaya atmasının davalı-karşı davacı Yasemin"in kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalı Fatih"ten tahsiline, davalılar Battal ve Türkan hakkında açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-karşı davalı Fatih ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ayrıca davalılar Battal ve Türkan"ın yargılamada kendilerini vekille temsil ettirmediklerinin anlaşılması karşısında sair temyiz itirazları yerinde değildir.
4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yönünden, kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır.
Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir.
TMK"nun 6.maddesi gereğince, "Kural olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür." buna göre davalı karşı davacı Yasemin"in, kişilik haklarının ihlal edildiğini kanıtlaması gerekmektedir.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Medeni Yasa 24), isme saldırı (Medeni Yasa 26), nişan bozulması (Medeni Yasa 121), evlenmenin feshi (Medeni Yasa 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47, TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (Borçlar Yasası 49., TBK 58) Bunlardan Medeni Yasa"nın 24.maddesi ile Borçlar Yasası"nın 49.maddesi (TBK 58)daha kapsamlıdır. Medeni Yasa"nın 24.maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (Örneğin; Medeni Yasa"nın 26, 174, 287); bunların dışında Borçlar Yasası"nın 49.(TBK 58) maddesi uygulanır. Medeni Yasa"nın 24 ve Borçlar Yasası"nın 49.(TBK 59)maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tanrılık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.
Hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, özgürlük, isim, resim, şeref, haysiyet, ticari itibar gibi değerler, kişilik değerlerini oluşturur. Bu değerlere saldırı, objektif eksilmeyi ifade eder. Manevi zararın tazmin edilebilmesi için objektif unsur yanında bir de sübjektif unsurun gerçekleşmesi gerekir. Sübjektif unsur ise, zarar görenin söz konusu ihlal sonucu kişiliğinde, manevi varlığında objektif olarak meydana gelen bu eksilmeyi yaşaması, duyması, onu hissetmesi, bunun sonunda da acı, elem, ızdırap duymasıdır. Sübjektif unsur yoksa manevi zarar da yoktur.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece, nişanı bozan davacının kendini haklı göstermek için davalı Yasemin"in başka birisi ile görüştüğü hususunu ortaya atması nedeniyle davalı Yasemin"in kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenlemeler, olayın özellikleri ve dosyadaki davalı tanıklarının beyanlarının davalı karşı davacı Yasemin"in kişilik haklarına saldırıya uğrama durumunu kabule elverişli olmaması karşısında, davalı-karşı davacı Yasemin"in manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde manevi tazminat isteminin kısmen kabülüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.