Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2841
Karar No: 2021/1775
Karar Tarihi: 22.02.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/2841 Esas 2021/1775 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/2841 E.  ,  2021/1775 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : GÖKÇEBEY ASLİYE HUKUK(AİLE)MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; 03/06/2006 tarihinde davacılardan ... ile davalılardan ...’ın birlikte ava gittiğini, ...’ın davalı ...’ın silahından çıkan kurşun ile yaralandığını, defalarca ameliyat olmasına rağmen halen daha iyileşemediğini, davalı ...’ın bu eylemi nedeni ile Gökçebey Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/84 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılamada hapis cezası aldığını, olay nedeni ile büyük üzüntü duyduklarını, maddi ve manevi kayıplara uğradıklarını, davalı ...’ın haksız fiili işleyen, diğer davalıların da olay tarihinde davalı ... küçük olduğu için ev başkanı sıfatıyla sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılardan ... için 1.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi, ... için 1.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi, ... için 1.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
    Davalılar; haksız fiilden doğan zamanaşımının dolduğunu, taksirle yaralama neticesinde cismani zarara uğrayanın davacı ... olup, diğer davacıların tazminat isteme hakları bulunmadığını, davalılardan ... ve ...’ye de dava yöneltilmesinin haksız, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, manevi tazminata hükmedilebilmesi için kusur araştırması yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, davacılardan ... için 122.025,40 TL maddi ve 10.000 TL manevi, ... için 5.585,17 TL maddi ve 2.000 TL manevi, ... için 5.585,17 TL ve 2.000 TL manevi maddi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava; haksız fiil sorumluluğu ve 4721 sayılı TMK’nın 369.maddesi kapsamında ev başkanının sorumluluğu esasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davalılar vekili, 27/12/2016 tarihinde yapılan ıslaha karşı, beyan dilekçesi ile süresinde zamanaşımı def"inde bulunmuştur.
    Bu bağlamda temyize konu uyuşmazlık; ev başkanı hakkında uygulanacak zamanaşımı süresinin ne olduğu, ceza davasının zamanaşımı süresine etkisi olup olmadığı, davacının ıslah ettiği alacak yönünden talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
    Ayırt etme gücüne sahip küçükler, haksız fiillerinden doğan zarardan sorumludurlar. Küçükler tarafından haksız eylem işlenmesi durumunda iki tür sorumluluk doğar. Küçük, haksız eylemin faili olarak, anne baba da, ev başkanı olarak zarar görene karşı sorumlu olurlar. Her iki sorumluluk, birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören, küçüğe ve ev başkanına karşı birlikte veya ayrı ayrı dava açabilir.
    Ev başkanının sorumluluğu konusunda özel bir zamanaşımı düzenlemesi bulunmadığından haksız fiiller için kanunda öngörülen kısa ve uzun zamanaşımı süreleri uygulanır. Zamanaşımı başlangıcı, kısa zamanaşımı süresi bakımından; zararın, fiilin ve failin (sorumlu ev başkanının) öğrenildiği tarih, uzun zamanaşımı süresi bakımından da olay tarihidir. Ancak, ceza zamanaşımı süresi, aile başkanının sorumluluğunda uygulanmaz.
    Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; olay tarihinin 03/06/2006 olduğu, eldeki tazminat davasının 15/06/2012 tarihinde açıldığı, yargılama esnasında davacılar vekilinin maddi tazminat talebini 27/12/2016 tarihinde ıslah ederek artırdığı, davalılar vekilinin ıslaha karşı beyan dilekçesi ile süresinde zamaşımı def"inde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; davalılardan ... ve ... hakkında mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 60. maddesinde öngörülen on senelik uzun zamanaşımı süresi içinde ıslah yapılmadığı, davalılar vekilinin zamanaşımı def"inin yerinde olduğu gözetilerek, bu davalılar yönünden ıslahla artırılan maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bundan ayrı, Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (TBK 54.m.); "Bedensel bir zarara uğrayan kimse, çalışma gücünün tamamını veya bir kısmını yitirmekten ve ilerde iktisadi yönden karşılaşacağı yoksulluktan doğan zararını ve bütün masraflarını isteyebilir" hükmünü içermektedir.
    Çalışamamaktan kaynaklanan zarar, geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise, beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Zarar gören, her iki zararını da isteyebilir, ancak zarar görenin yakınları (somut olayda davacı anne-baba) geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteyemez.
    Buna göre, mahkemece; davacı anne-baba lehine iş göremezlik tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile anne-baba yönünden de geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tespit edildiği bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi