3. Hukuk Dairesi 2013/16658 E. , 2014/1324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 6. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2012/178-2013/492
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası artırım davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1996/668 Esas - 1997/25 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, aynı zamanda yine davacı tarafından davalıya Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1996/395 Esas- 1996/948 Karar sayılı dava dosyası ile nafaka davası açıldığı ve bu dava sonunda davalı tarafından davacıya aylık 2 TL ödenmesine karar verildiğini, ancak aradan geçen 16 yıllık sürede nafaka miktarının artmadığı gibi, paranın satın alma gücünde büyük bir kaybın olduğu, ekonomik şartların değiştiğini, davacının ev hanımı olup, dul kızı ve torunuyla yaşadığını, 300 TL kira ödediğini, maddi durumunun kötü olduğunu, davalının emekli olduğunu ve erkek olduğundan ek iş yapabileceğini, belirterek halen 2 TL olan nafakanın 400 TL"ye çıkarılarak davalıdan alınıp davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile 15 yıl önce ayrıldıklarını, davacının yanında yaşadığı belirtilen kızları A.. G.. "in Kilis Asliye Hukuk Mahkemesi"nde kendisi aleyhine yardım nafakası davası açtığını ve almaya başladığını, davacının Kilis Yatılı Bölge İlkokulu Lojmanlarında kaldığını, belirtilenden daha düşük bir kira ödediğini, davacının kendisinden sonra tekrar evlenip boşanmış olabileceğini, ayrıca kendisinin malulen emekli olduğu için düşük bir maaş aldığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 2 TL yoksulluk nafakasının takdiren 298 TL artırılarak 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden başlamak üzere tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK"nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir. TMK 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında gözönünde tutulacak husus; geçen süreçte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin önceki kurulan dengeyi bozup bozmadığıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklarının ihtiyaçlarını karşılayacak nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafaka artırılmalıdır.
Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları nazara alındığında mahkemece takdir edilen nafaka yüksektir. Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK"in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Mahkemece, endekse göre uygun bir miktarda nafaka artışına karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.