Esas No: 2015/13537
Karar No: 2017/3711
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/13537 Esas 2017/3711 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... kasabası Göcen Kavak mevkiinde bulunan toplam iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 25.04.2007 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen (B), (C) ve (D) harfli taşınmazlara yönelik olarak açılan davanın feragat nedeni ile reddine, 31.03.2009 tarihli fenni bilirkişi krokisindeki (A), (B), (C) ve (D) harfli toplam 4259.46 m2 yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 24.12.2009 tarih ve 2009/15658-19432 sayılı ilamı ile “Mahkemece çekişmeli taşınmazların yörede 1988 tarihinde kesinleşen ... kadastro çalışmasında ... sınırları dışında kaldığı, ... sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Öncelikle uzman ... bilirkişi çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... kadastro sınırları dışında kaldığını, 1963 tarihli memleket haritasında açıklık alanda kaldığını ve ... sayılmayan yerlerden olduğunu açıklamış ise de taşınmazın tahdit hattına veya memleket haritasına göre konumunu göstermemiştir. Bu hali ile uygulama yetersizdir. Ayrıca çekişmeli taşınmaza bitişik bulunan ve 1. asliye hukuk mahkemesinin 2002/246-2006/190 sayılı dosyasında ... tarafından açılan tescil davası sonucunda davanın kabulü yolunda kurulan hükmün temyiz edilmesi üzerine Dairenin 28.02.2008 tarih 2008/1705 -3184 sayılı kararı ile aşağıda belirtilen sebepler ile hükmün bozulduğu anlaşılmış olup, uzman fen bilirkişiden sözkonusu dosyada davalı olan taşınmaz ile bu dosyada davalı olan taşınmazların birbirlerine bitişik olmaları nedeni ile ayrı dosyalarda dava konusu olan taşınmazların üst üste çakışıp çakışmadığı hususunda rapor alınmadığı gibi, asliye hukuk mahkemesinin 2002/246 E sayılı dosyası getirtilerek o dosyada yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarında çekişmeli taşınmazın kime ait olduğunun açıklandığı da araştırılmamıştır. Bundan ayrı olarak 1960 yılında yapılan kadastro çalışması ile oluşan komşu 182,183 parseller ile daha sonra imar uygulaması ile oluştuğu anlaşılan 224 ada 26, 2022 ve 2029 parsellere ilişkin tapu kayıt örnekleri ile kadastro tesbit tutanak örneklerinin ve varsa dayanakları olan kayıt ve belgeler getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri de araştırılmadığı gibi, komşu 693 ada 1 ve 2 parsellerin hükmen ... adına arsa niteliği ile oluştuğu anlaşılmakla bu taşınmazlara ilişkin hüküm dosyaları getirtilerek incelenmemiştir. Dairenin 2008/1705 sayılı bozma ilamında Hazinenin kadastro paftasında çalılık ve taşlık olarak bırakılan taşınmazlara yönelik olarak ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/594 sayılı ve bunu takip eden numaralarda 24 kişi aleyhine elatmanın önlenmesi ve tescil istemi ile açtığı davalarda taşınmazların taşlık ve kayalık oldukları belirlenerek 24 kişi hakkında elatmalarının önlenmesine ve taşınmazların ... adına tapuya tesciline karar verildiği belirtilmekte olup, sözkonusu dosyanın getirtilerek bu kişilerin aralarında davacının da bulunup bulunmadığının ve yakın tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları
getirtilerek uzman bilirkişiler marifeti ile taşınmazın kullanılıp kullanılmadığının da araştırılması gerekmektedir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle yörede 1984 yılında yapıldığı anlaşılan ... kadastro çalışmasına ilişkin işe başlama, çalışma askı ilan tutanakları ile ... tahdit haritası ilgili ... İşletme Müdürlüğünden istenmeli, daha sonra ise önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek ... mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 sayılı ... Kanununa göre ... Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ... Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “... sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, ... kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile ... kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ... Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan ... sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet ... sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın ... kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın ... sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk ... kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
Yukarıda belirtilen şekilde yapılacak uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... sınırları dışında kaldığı belirlendiğinde ise:
Dava konusu taşınmazın tesciline karar verilebilmesi için yalnızca kesinleşen ... kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp taşınmazın tescile tabi yerlerden olması ve zilyetlik koşullarının oluşması; ayrıca, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle ... sınırları dışında bırakılmış ... olup olmadığının da araştırılması gerekir. O halde, çekişmeli taşınmazların kadastro paftasında taşlık ve çalılık olarak bırakılması ve bitişiğindeki taşınmazlar hakkında ... tarafından bir çok kişiye yönelik açılan 1995/594 E ve devamı sayılı davalarda imar ihyanın ve zilyetlik bulunmadığından ... lehine karara bağlandığı (davacının da bu kişiler arasında olup olmadığı araştırılmalıdır) anlaşılmakla dava konusu taşınmazların 1980-1990"lı yıllardaki hava fotoğrafları ve memleket haritasındaki konumları incelenerek o tarihler itibariyle kullanılıp kullanılmadığının da araştırılması; çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazların dayanakları olan belgeler varsa bu kayıtlar uygulanarak çekişmeli taşınmazlar yönünü ne şekilde sınır gösterdiğinin belirlenmesi ve yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin de denetlenmesi, hükmen oluşan taşınmazların hüküm dosyalarının incelenmesi gerekir.
Bu nedenle; çekişmeli taşınmazların öncesinin ... niteliğinin ve hukuki durumunun belirlenmesi için yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ile hava fotoğrafı ile yine 1980-1990"lı yıllara ilişkin aktüel durumu gösteren memleket haritası, hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilip, uzman ... ve ziraat mühendisleri ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E. K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E. K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E. K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan
fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; ziraat bilirkişi tarafından varsa taşınmaz üzerindeki ağaçlarının yaşları, cinsleri, dağılımları, adetleri açıklanmalı yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... sınırları dışında kalmasına rağmen uygulanan resmi belgelere veya eylemli duruma göre tamamının veya bir kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ... sayılan yerlerden olması halinde zilyetlikle kazanılmayacak yer olduğu gözönünde bulundurulmalı, böylesine yapılacak uygulama ve araştırma sonunda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen ... kadastrosu sınırları dışında ve öncesi ve halen ... sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, 1980-1990"lı yıllara ait aktüel durumu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları ve fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftaları özel streoskop aletleriyle incelenerek o yıllarda kullanılıp kullanılmadığı ve ne durumda olduğu saptanmalı, komşu parsellerin dayanağı kayıtlar uygulanarak taşınmazlar yönünü ne şekilde sınır gösterdikleri araştırılmalı; imar-ihyanın ne zaman başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı; bundan sonra, varsa sürdürülen zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl ne şekilde devam ettiği, zeminin ve kullanımın ekonomik amacına uygun bulunup bulunmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak, kendilerinden kesin tarih ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, ziraat mühendisinden bu konularda bilimsel ve ilmi verilere dayalı rapor alınmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki 40-100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı yönünden yöntemine uygun araştırma yapılmalı; çekişmeli taşınmazlara bitişik olan ve kadastro sırasında tapulama harici bırakılan taşınmazlarla ilgili ... tarafından bir çok kişiye yönelik açılan tescil ile el atmanın önlenmesine ilişkin dava dosyalarındaki uzman bilirkişi raporları ve toplanan diğer delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda dava konusu taşınmazın imar ve ihyasının 8-10 yıl önce tamamlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1984 yılında yapılan ... kadastro çalışması ile daha sonra 24.11.1988 tarihinde yapılıp kesinleşen dışta kalan ormanların kadastrosu ile aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1960 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Mahkemece, her ne kadar, imar ve ihyanın 8-10 yıl önce tamamlandığı ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de verilen karar dosyada toplanan deliller ile bağdaşmamaktadır. Şöyle ki; keşfe katılan ziraat mühendisi bilirkişi taşınmazın imar ve ihyasını en az 30 yıl önce tamamladığını, uzun yıllardır tarım yapılan kadim tarım arazisi olduğunu; keşfe katılan ... bilirkişi heyeti de stereoskop aleti ile incelenen hava fotoğraflarına göre taşınmazın 1970"li yıllardan sonra kuru hububat tarımı yapılarak, 1980"li yıllardan sonra da bölgeye su kanalının inşa edilmesi ile yeni dünya ve benzeri meyve ağaçlarının dikilmesi suretiyle kullanıldığını beyan etmişlerdir. Yine keşif mahallinde beyanları alınan davacı tanıkları da benzer beyanlarında önceleri davacının kayınpederinin, onun vefatı ile eşinin, onun vefatı ile de davacının zilyetliğinde olan taşınmazın önceleri kuru hubabat tarımında, suyun gelmesiyle de meyve ağaçlarının dikilmesi suretiyle kullanıldığı beyan etmişler, ancak tanıklardan ... ile ... taşınmazdaki kayaların 8-10 yıl önce iş makinesi ile kırıldığını beyan etmesi nedeniyle mahkemece imar ve ihyanın bu tarihte tamamlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Çelişkinin giderilmesi amacıyla zilyetlik yolu ile kazanma (Medeni Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. maddelerindeki) koşulların araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı
birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir ... yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak keşifte 1980-1985 yılları arasında hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazın o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip taşınmazların toprak yapısı incelenmeli, çekişmeli taşınmazların fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, imar ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMK’nın 259. ve 261. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, ziraat mühendisinden taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılacak yerlerden olup olmadığı yönünde rapor alınmalı, taşınmazların bulunduğu yörede kesinleşmiş uygulama imar planı bulunup bulunmadığı, varsa taşınmazların uygulama imar planı içerisinde olup olmadığı araştırılmalı, uygulamanın askı ilan tarihleri ile kesinleştiği tarih Belediye Başkanlığından sorulmalı ve 1/1000 ölçekli planın getirtilmeli, fen bilirkişisinden çekişmeli taşınmazların bu plandaki konumunu raporunda göstermesi istenmeli, bilimsel verilere dayalı kapsamlı rapor düzenlettirilmeli ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/04/2017 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.