14. Ceza Dairesi 2015/6904 E. , 2016/527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilip kısmen re"sen de temyize tabi hükümlerin sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, ... Çarşamba saat 13:30"a duruşma günü verilerek sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hakimler duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine dosyadaki vekâletnameye dayanarak sanık ... adına gelen Av. ... huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık ... hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın ... Çarşamba günü saat 13:30"a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21.06.2005 gün ve 61/82 sayılı Kararında vurgulandığı üzere, hükmün temyiz edilebilir olup olmadığını belirleme bakımından hüküm tarihindeki kanuni düzenlemenin dikkate alınması gerektiği, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. madde ile hapis cezasından çevrilenler hariç sonuç olarak hükmedilen 3.000 TL"ye kadar (3.000 TL dahil) para cezaları kesin nitelikte olup, kasten yaralama suçundan verilen cezanın miktarı itibariyle kesin olması nedeniyle temyizi mümkün bulunmadığından,sanık müdafiin anılan hükme yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca Reddiyle, incelemenin çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde,
Hükümden sonra 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmasının reddiyle re" sen de temyize tabi hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince,
Tüm dosya kapsamına göre; sanığın üvey kızı olan ve kendisi ile aynı evde yaşayan mağdureye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı eylemlerini ortak ikametgâhlarında gerçekleştirdiği anlaşılmakla, kanuni unsurları itibariyle oluşmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat kararı verilmesi gerekirken gerekçe dahi gösterilmeksizin yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.01.2016 tarihinde üyeler ... ile ..."in karşı oyları ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ..."ın suç tarihleri içerisinde üvey kızı olan on iki yaşındaki ..."ya basit cinsel istismarda bulunmak ve alıkoymak suçundan mahalli mahkemece verilen mahkûmiyet hükmünün sayın çoğunlukça onaylanması karar verilmiş ise de,
Olay tarihlerinde yirmi üç yaşında olan sanığın otuz bir yaşında bulunan müşteki ile 19.09.2012 tarihinde sanığın ilk, müştekinin üçüncü evliliğini yaptıkları, son bir yılda müştekinin oniki yaşındaki ilk evliliğinden doğmuş kızı mağdure ile birlikte kaldıkları, 23.06.2014 tarihinde sanığın müşteki aleyhine ... Aile Mahkemesinin 2014/457 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığı, ayrıca müştekinin kendisini tehdit ettiğinden bahisle Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet ettiği, izleyen 24.06.2014 günü müşteki yaptığı savunmada eşi olan ..."ın boşanma davası açacağım diyerek evi terk ettiğini, 3-4 gündür ayrı yaşadıklarını ve kendisini tehdit etmediğini belirtip istismar olayından hiç bahsetmemiştir. Aleyhine boşanma davası açıldığını ve tehdit suçundan şikayet edildiğini öğrenen müşteki aynı günün akşamı saat 20:45"te sanığın, kızına cinsel istismarda bulunduğunu iddia ederek şikayetçi olmuş olup mağdure de benzer beyanda bulunmuştur. Müşteki iddiasında kızı olan mağdurenin kendisine sanığın yaptıklarını üst kat komşusu ..."ya anlattığını ifade etmesine karşın tanıklığına başvurulan ..."ın mağdurenin bu konuda kendisine bir şey söylemediğini belirttiği, daha sonra 02.07.2014 günü müşteki sanığın kendisinden boşanmasına engel olmak için, mağdure ise annesini sanıktan kıskandığından sanığa iftira attıklarını Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmişler, duruşmada da aynı beyanlarını tekrarlamışlardır. Yine mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığının belirlenmesi esnasında bozulmadığına dair rapor düzenleyen heyete kendisine istismarda bulunulmadığını belirttiği, duruşmada dinlenilen ..."nun mağdure ve annesini ilk şikayetlerini yaptıkları Emniyet Çocuk Şube Müdürlüğüne kendi aracıyla götürdüğünü, burada müştekinin mağdureye "Annem yokken bana askıntı oluyordu diyeceksin, gerekirse ağlayacaksın" diyerek yönlendirdiğine şahit olduğunu belirtmiştir.
Sonuç olarak suçun intikal şekli ve zamanı, müşteki ile sanık arasında husumet bulunması, mağdurenin cinsel organına parmak sokulduğu iddiası üzerine alınan raporda bakire olduğunun tespit edilmesi, ifadelerin tamamen birbirinden tutarsız farklı olması karşısında şüpheden sanık yararlanır kuralı gereği ile ayrıca sanığın cezalandırılmasına yeterli delil elde edilemediğinden beraat kararı verilmesi düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne muhalifiz.
21.01.2016 tarihinde verilen işbu karar 27.01.2016 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.