21. Hukuk Dairesi 2015/19971 E. , 2016/15081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 15/07/2002-25/11/2008 tarihleri arasında sigortalı çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyerinde 15.07.2002- 25.11.2008 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davanın kısmen kabulü ile, davacının 01/11/2003-03/11/2003 döneminde 3 gün , 05/11/2003-13/01/2004 döneminde 68 gün , 23/04/2008-12/10/2008 döneminde 180 gün, olmak üzere toplam 251 gün davalı işyerinde dönemin cari asgari ücreti üzerinden hizmet akdi ile eylemli olarak çalıştığının tespitine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından biri 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının tespitini talep ettiği dönemde farklı işyerlerinde çalıştığı ve davalı işyeri 01.05.2006 tarihinden itibaren 506 sayılı yasa kapsamında bulunduğu halde davacının çalıştığı dava dışı işyerlerini davaya dahil ederek hizmet tespitine karar verilen süreler yönünden davacının fiili çalışmasının bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmadan, davalı şirketin tescil tarihinden önceki hizmetlerinin davalı şirket yanında geçtiğinin tespitine karar verilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş, davalı şirket 01.05.2006 tarihinde yasa kapsamına alındığından davacının önceki çalışmalarının dava dışı şirketlerde geçtiği anlaşılmakla, davalı şirket ile bağlantılı dava dışı şirketlerin davaya dahil edilmesi için davacıya uygun bir süre verilmek suretiyle dava dışı bu şirketler usulünce taraf haline getirildikten sonra işin esasına girilerek bu işyerlerinin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının tamamını getirtmek, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan bordro tanıklarını dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, ... ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak suretiyle davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek, davacının çalışmasının hangi işyeri ya da işyerlerinde geçtiğini tespit edip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...."ne iadesine
14.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.