3. Hukuk Dairesi 2016/17917 E. , 2018/4670 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya-ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ziynet alacağı yönünden kısmen kabulüne;eşya alacağı yönünden karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 2008 yılında evlendiklerini, evlendikten sonra davalının davranışlarından kaynaklanan nedenler ile uyumsuzluk yaşadıklarını, bu nedenlerle ilk önce davalının 2010 yılı eylül ayında, daha sonra da kendisinin 2010 yılının ekim ayında birbirlerine karşı şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası açtıklarını, boşanma davasının derdest olduğunu, evlilik sonrasında davalının işi nedeni ile ... ‘ya taşındıklarını, müşterek konutlarına 2009 yılında hırsız girdiğini ve evdeki birtakım eşyaları çaldığını, evde bulunan ziynet eşyalarını ise bulamadığını, bu olaya ilişkin soruşturmanın da olayından sonra ziynet eşyalarının banka kasasında muhafaza edilmesine karar verdiklerini, kendisinin ziynet eşyalarının kendi adına veya en azından ortak hesaba yatırılmasını istediğini, ancak davalının bunu kabul etmediğini ve ilgili bankada kendi adına 3 no’lu kasayı kiraladığını, bütün altın, bilezik ve takıları bu kasaya koyduğunu, kasa kiralamanın hırsızlık olayından bir ay sonra 09/07/2009 tarihinde gerçekleştiğini, 2010 yılı eylül ayında...’e bayram nedeni ile gittiklerini, 11/09/2010 tarihinde davalının kendisini alarak ailesinin evine götürdüğünü, davalının annesinin tartışma çıkardığını ve davalıya kendisini babasının evine bırakmasını söylediğini, bunun üzerine davalının da kendisini babasının evine bırakıp gittiğini, 27/09/2010 tarihinde ise davalının boşanma davasını açtığını, dava dilekçesinin tarafına ulaşması sonrasında ... Aile Mahkemesi’nin 2010/193 D.iş sayılı dosyası ile eşya ve altınlar için tespit yaptırdığını, yapılan tespitte davalının adına kiralanan kasanın içinin boş olduğunun belirtildiğini, davalının kendisi ile ayrıldığı tarih olan 11/09/2010 tarihinden hemen sonra kasayı tamamen boşalttığını, yapılan tespitte eşyaların değerlerinin normal değerlerinden düşük gösterilmesi nedeni ile yapılan tespite itiraz ettiğini ileri sürerek, dilekçesinde belirttiği ziynet eşyaları ile çeyiz ve ev eşyaları yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ziynetlerin aynen iadesine ya da toplam değeri olan 30.263,00 TL’nin; evlilik birliği içinde ortak kullanım için alınan eşyaların toplam değerinin 1/2’si olan 467,50 TL’nin; çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmazsa toplam değeri olan 4.137,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, yetki itirazında bulunduğunu, davacının tespitini yaptırdığı ve talep ettiği toplam 4.137,00 TL değerindeki çeyiz eşyaları ve 935,00 TL değerindeki evlilik birliği içerisinde edinilen ve evlenme nedeni ile alınan eşyaların yarı bedeli olan 467,50 TL ‘sini ödemeyi kabul ettiklerini,davacının 30.263,00 TL ‘lik altın talebinin haksız ve usul ve yasaya aykırı olduğunu, düğünde takılan altın sayısının (küçük, yarım, cumhuriyet toplamı) 44 adet olduğunu, 19 adet çeyrek, 5 adet cumhuriyet, 5 adet yarım altının kendisine takıldığını ve bu altınların kendisine ait olduğunu, iki adet bileziğin de kendisine takı olarak takıldığını, davacının altın gramlarını ve değerlerini gerçek değerinin ve gramının çok üzerinde gösterdiğini, takılan takıların davacıda olduğunu, davacının takılan takıları hiçbir zaman kendisine vermediğini, tarafların evlerine hırsız girmesi ile altınları güvenli bir yerde tutmak için kasa kiraladıklarını, davacıya altınları bu kasaya koymasını rica ettiğini, davacının ise kasanın kendi adına kiralanmaması nedeniyle kavga çıkardığını,bu nedenle sadece kendisine takılan toplam 24 altın, iki bileziği ile kendi şahsi değerli eşyalarını kasaya koyduğunu, davacının altınlarını kasaya koymak üzere kendisine teslim etmediğini ve bu ziynetleri uhdesinde tuttuğunu, kasanın kiralanma tarihi ile davacının kendisini terk ettiği tarih arasında 2 ay gibi kısa bir sürenin olduğunu, davacının defalarca kendisini terk ettiğini, davacının altınlarını kendisine vermediğini, en son davacının kendisini terk ettiği gün altınlarını alıp gittiğini, bu altınları muhtemelen babasının evine götürdüğünü, yine bayram olması nedeni ile takıların bir kısmının davacının üzerinde olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.Mahkemece;davacının ziynet talebinin kısmen kabulü ile,6.057,00 TL tutarında 22 ayar 15 gr toplam 90 gr 6 adet bilezik, 2.153,60 TL tutarında 22 ayar 16 gr toplam 32 gr 2 adet bilezik, 1.076,80 TL tutarında 22 ayar 8 gr toplam 16 gr 2 adet bilezik , 874,90 TL tutarında 22 ayar 13 gr 1 adet bilezik, 471,10 TL tutarında 22 ayar 7 gr 1 adet bilezik, 1.076,80 TL tutarında 22 ayar 16 gr 1 adet kelepçe, 1.720,00 TL tutarında 14 ayar 40 gr set takım, 4.130,00 TL tutarında 35 adet çeyrek altın ile ; bilirkişi raporunda bulunmayan ancak cevap dilekçesinde düğünde takıldığı söylenen 2.360,00 TL tutarında 5 adet Cumhuriyet altını ve 1.180,00 TL tutarında 5 adet yarım altın olan ziynetlerin aynen iadesine; aynen iade mümkün olmadığında 21.100,2 TL tutarında ziynet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine;davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu eşyalar davalı tarafından teslim edildiğinden konusuz kalan eşya talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre;davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Ancak, davacı vekilinin dava dilekçesinde tespit dosya masraflarının da davalıdan tahsilini talep etmesine rağmen mahkemece bu taleple ilgili değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, bu husus doğru görülmemiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükme 10. bent olarak ‘’Davacı tarafça tespit dosyasında yapılan 45,30 TL harç, 0,60 TL davetiye gideri,10 TL pul,120 TL keşif ve 200 TL bilirkişi gideri toplamından oluşan 375,90 TL’ yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre 225 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,bakiye 150,90 TL’nin ise davacı üzerinde bırakılmasına’’ ifadelerinin yazılmasına,hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.